
Petrokimya sektöründe, sendikalı bir işyerinde çalışan bir grup işçiyiz. İki yılda bir sendikamız işverenle sözleşme yapıyor. Yıl bazında zam alıyoruz. Çevremizdeki işyerlerine baktığımızda iyi de zam alıyoruz.
Ama asıl sorun, farkında mıyız yoksa farkında değil miyiz, günden güne eriyen maaşlarla karşı karşıyayız. Bu düzen biz işçilerin maaşlarını bir tencerenin içine koyup ocağın da altını yakıp maaşlarımızı eritiyor. İşyerinde mola saatinde işte tam da böyle bir tartışmanın içine girdik bir grup işçiyle. Sonra da bu sadece burada bizim tartışmamızla kalmasın, UİD-DER’e yazalım, dedik.
Tartışmamız şöyle başladı: Bizim bir arkadaşımız var, her şeye muhalif. Zaten lakabı da Muhalif İbo. İbo “artık ben geçinemiyorum çocukların isteklerini karşılayamıyorum, her şeye zam geliyor, faturalar uçtu, gıdalar yüzde yüz zamlandı” diye ortalığa söylendi. Bunu duyan Necmi (biz Ayı Necmi diyoruz) “doğru diyorsun Muhalif İbo, bu nedir ya? Her şeye zam, zam, zam! Yeter artık, aldığımız bu maaşla olmuyor!” dedi. Sonra söze Hikmet Abimiz girerek “evet dedikleriniz doğru, katılırım, maaşlarımız çevremizdeki, akrabalarımız içindeki çalışanlara göre biraz daha iyi. Allaha şükür sendikalı yerde çalışıyoruz, hakkımız, hukukumuz var. Ama sorun, her yıl maaşımıza yapılan zam kısa zamanda elimizden gidiyor. Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar. Zam üstüne zam, iki ihtimal oluyor; ya aldığımız ürünlerin kalitesini düşürüyoruz ya da hiç almıyoruz. Ay sonunu zar zor getiriyoruz. Birçok arkadaşımız da bu açığı olmayan parayla, kredi kartlarıyla kapatıyor. Yani nasıl ödeyeceğini bilmediği bir paraya borçlanıyor, bir sonraki aya daha baştan borçlu giriyoruz” dedi.
Sonra söze Sultan (Süslü Sultan deriz biz ona) girdi; “evet abi kozmetik ürünlerine öyle bir zam geldi ki, kullandığım bazı malzemelerin kalitesi düştü” dedi. “Uzun zamandır çeyizime bir şey koyamadım” diye ekledi. Tabi bu sözlerden sonra bir kahkaha tufanı koptu. Ayı Necmi “kız Sultan bizim derdimiz ne, senin derdin ne!” diyerek çıkıştı.
Sonra sözü ben (Fikret, Laz Fikret) aldım. “Her şeye gerçekten ciddi zamlar geldi. Aldığımız maaş çok eridi, ben geçen gün kendimce hesap yaptım, yılbaşında 520 lira net zam almıştık. Demirbaş giderlerimize yapılan zamlara baktım. Kiraya 150 lira zam geldi, doğalgaz hariç faturalara 160 lira zam geldi. Aylık gıda harcaması 500 lira arttı, tek çocuğun okul masrafı, servisi, yeme içmesi 250 arttı. Ne yaptı toplam? 1060 lira yaptı. Zam zaten erimiş, üstüne bir de maaşım 540 lira erimiş” dedim. Hepsi birden “az bile hesaplamışsın” dediler. Kendi harcamalarından örnekler vermeye başladılar. İleriden bir ses duyduk: “Hadi, mola saatiniz geçti. Usta yukarda hesap soracak size!” Mecburen sohbeti bitirip mola yerinden ayrıldık.
Üretime doğru yürürken Hikmet Abi şöyle mırıldanıyordu: “Bu düzen değişmeli!”