İşçilerin yaşamını, sorunlarını ve bu sorunlara karşı mücadelesini yıllardır işçilere taşıyan İşçi Dayanışması gazetemizin 150. sayısı çıktı. Bu sayıda öne çıkan başlıklardan biri de, İşçi Dayanışması okurlarından gelen kutlama mesajlarının yer aldığı “İşçi Sınıfının Sesi, Gerçeğin Dili, Tarihin Köprüsü” [1] bölümü oldu kuşkusuz. Her bir mesajda, işçilerin ellerinde yükselen İşçi Dayanışması’nın kıymeti ve önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Tam da başlıkta belirtildiği gibi, İşçi Dayanışması yayın hayatına başladığından beri işçi sınıfının sesi, gerçeğin dili oldu. Geçmişi bugüne bağlayarak mücadelemize umut oldu. Gelecek mücadelelere bizleri hazırlayarak yolumuza ışık oldu, olmaya da devam edecek.
İşçi Dayanışması bültenimizi anlatırken gururla ifade ettiğimiz bir gerçeklik var; bültenimiz tepeden tırnağa işçiden işçiye işçinin diliyle hazırlanıyor. İşçinin dili yani gerçeklerin sınıfımızın penceresinden süzülerek ifade edilmesi, böylesi bir dönemde o kadar önemli ve kıymetli ki. Çünkü insan kendini ifade etmek için dile ihtiyaç duyar. Ve dil, öyle dudaklarımızdan dökülen kelimeler yığını değildir. Kullanılan sözcükler, üslup ve dil hangi sınıfın parçası olduğumuzu da yansıtır. Tarafımızı yansıtır. Hayata karşı aldığımız tutumu yansıtır. Bugün çok daha açık bir biçimde görülüyor, sermaye medyasının uğursuz rolü. Hemen her konuda iki “seçenek” sunulup, birinin arkasında taraf olmamız, tutulan tarafı da cansiperane savunmamız isteniyor. Kimsenin sorumluluğu üzerine almadığı, tüm suçun yaratılan iç ve dış düşmanlara atıldığı tartışmalar yürütülüyor. Televizyon ekranlarından zihinlere kazınan bu tartışmalar, ertesi gün fabrikalarda, mahallelerde, kahvelerde, evlerde aynı üslup ve dille sürdürülüyor. Düşmanlaştırmanın, yapay kutuplaşmanın ve nefretin dili emekçileri bölüp parçalayarak patronlar sınıfına hizmet ediyor.
Bir şiirinde bu duruma dikkat çeken Yaşar Kemal; “Bir dil bulacağız; her şeye varan, bir şeyleri anlatabilen. Böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük dolaşmayacağız bu dünyada” diye yazıyor. O dil, gerçeğin dilidir, işçi sınıfının sesidir. İşçi sınıfına ses olan, gerçekleri anlatan ve daha fazla sayıda işçinin bu gerçekleri kavrayıp özümsemesi için yoluna emin adımlarla devam eden İşçi Dayanışması; Nice sayılara! Bölünen, parçalanan ve tek başınalık yanılgısıyla birbirinden uzak duran dilsiz işçilere dil olmaya devam edeceksin, biliyoruz. Yaşadığımız tüm sorunların kaynağında bu sömürü düzeninin yattığı gerçekliğini anlatmayı, dünya işçi sınıfının sesini ve mücadelesini sayfalarında birleştirmeyi sürdüreceksin. Bizler de, seni daha iyi anlamak, daha iyi anlatmak ve daha fazla sayıda işçiye ulaştırmak için çabalayacağız. Sen işçilerin ellerinde gerçeklerin dili olurken, biz de bu gerçeklerin ışığında mücadeleye çağırdığımız işçilere rehber olacağız. Dilimiz de yolumuz da açık olsun!