
Dayanışma! Dayanışma! Dayanışma!
Çok mutlu olduğum bir andayım. İşçi Dayanışması’nın 150. sayısı çıktı. Mutluyum, çünkü İşçi Dayanışması okuyorum. İşçi Dayanışması biz işçi sınıfınındır. Bizden, işçi sınıfından taraf olan, gerçekleri anlatan, yol gösterip yaşamımıza giren gazetedir. Bu düzen, o kadar çığırından çıkmış ki yaşamımızı altüst ediyor, her anımıza müdahale eden araçlarıyla bizi bilinçsiz kılacak, mutsuz edecek her şeyi yapıyor. Buna rağmen mutluyum çünkü İşçi Dayanışması okuyorum, bilinçleniyorum. İşçi Dayanışması anlatıyor bu alçak düzenden nasıl kurtulacağımızı, yaşamımızın en küçük anında bile mücadele etmemiz gerektiğini. İşçi Dayanışması haklarımızı anlatıyor, bu düzen en küçük hakkımızı bile tırpanlamaya çalışırken, İşçi Dayanışması o küçük olan hakkımızı bile yedirmememiz gerektiğini söylüyor. Çünkü bu hak arama anlayışını kazanırsak daha büyük olanlarını, mesela yeni bir dünyanın yani bizim hakkımız olan, zenginin ve fakirin olmadığı dünyanın da peşine düşeceğimizi söylüyor. Haber kanallarında ya da dizi ve filmlerde işçi sınıfıyla ilgili hiçbir şey anlatılmayan bu sistemde İşçi Dayanışması bize bizi anlatıyor, ne mutlu! İşçi Dayanışması bize, her şeyi fırsata çeviren, her şeyi kendi çıkarına kullanan bu düzeni alt etmenin yolunu öğretiyor. Başka sınıf kardeşlerimizin mücadelelerini anlatıyor, başka ülkelerdeki sınıf kardeşlerimizle benzer sorunlar yaşadığımızı anlatıyor. Dünya işçi sınıfının patronlardan çektiklerinin ortak olduğunu anlatıyor. İşçi sınıfı için, bu kadar derdin, kederin ortak olduğu bu düzende çözüm yolunun da ortak; sadece ve sadece örgütlenmek olduğunu anlatıyor. Ben mutluyum dostlar, hem de çok, gerçek anlamda bir şey öğreniyorsam bu sayfalardan öğreniyorum. Bu da beni daha fazla hayatta tutuyor. Benim gibi insanlar olduğunu, yüreğimizin aynı coşkuyla attığını hissettiğim insanların olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Omuz omuza mücadeleye devam ve İşçi Dayanışmamıza sahip çıkmaya devam. Biz işçi sınıfı dayanışmamıza sahip çıkmazsak başka kimse sahip çıkmaz.