İşçilerin haklarına yönelik en büyük saldırılar “koronavirüs önlemleri” adı altında hayata geçiriliyor ve yaşanan ekonomik krizin yüklü faturası işçilere ödetiliyor. Ücretsiz izne çıkartılan işçilerle yapılan bir anketin sonuçları bu gerçeği ortaya koyuyor. 14 ilde 500 işçiyle yapılan ve sonuçlarını CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın açıkladığı söz konusu anket işçilerin maruz bırakıldığı hak kayıplarının ve yoksullaşmanın boyutlarını gösteriyor.
Nisan ve Ağustos ayları arasında 1 milyon 976 bin işçi ücretsiz izne çıkarıldı ve günlük 39 liraya mahkûm edildi. Ankete katılan işçilerin ücretsiz izne çıkarılmadan önce aldıkları son net ücret, 2 bin 324 lira ile 3 bin 500 lira arasında değişiyor. Bu durumda ücretsiz izne çıkartılan ve aylık 1168 lira nakdi ücret desteği alan işçilerin gelir kaybı en az 1156 lira olarak gerçekleşti. İşçilerin yüzde 13’ü asgari ücretten daha fazla gelir kaybına uğradı, yüzde 47’si ise asgari ücretin yarısı kadar gelir kaybına uğradı.
Yine anket sonuçlarına göre işçilerin yüzde 82’si kira, fatura ve aylık mutfak masraflarını karşılayamaz hale geldi. Ankete göre işçilerin yüzde 69’u kirada oturuyor. İşçilerin asgari düzeyde ortalama aylık masrafları ise şu şekilde gerçekleşiyor:
- Kira: 1050 lira
- Faturalar (su, elektrik, doğal gaz, telefon ve internet): 480 lira
- Mutfak masrafı: 620 lira
- Çocuk masrafı: 270 lira
Bu koşullarda işçilerin asgari düzeydeki giderleri en az 2 bin 420 lira olarak gerçekleşiyor ancak ücretsiz izindeki işçinin eline sadece 1168 lira geçiyor. Bu durum işçi ailelerinin açlıkla yüz yüze kaldığı anlamına geliyor. Tam da bu nedenle işçiler borçlanma ve kredi çekme yoluna gidiyor. Yani işsiz kalan, geliri elinden alınan işçi bir de borç batağına itiliyor. Ankete katılan işçilerin yüzde 72’si devletin verdiği düşük ve uzun vadeli kredilerden çektiğini ifade ediyor. İşçilerin yüzde 12’si aile ve arkadaşlarının desteği ile yüzde 6’sı mevcut birikimi, yüzde 10’u ise kayıt dışı günü birlik işlerle geçimini sağlamaya çalışıyor.
Ankete katılan işçilerin yüzde 35’i ücretsiz izinde olduğu halde işveren tarafından işe çağrıldığını, yüzde 27’si istifaya zorlandığını dile getiriyor. AKP iktidarının patronların işçileri diledikleri gibi ücretsiz izne çıkarmasının önünü açmasıyla yüz binlerce işçi mağdur oldu. Patronlar ücretsiz izni sihirli değnek misali istedikleri her şeyi yapmanın aracı haline getirdiler. İşçiye ihtiyaçları olduğu halde önce ücretsiz izne çıkarıyor, sonra da hiçbir ödeme yapmadıkları halde işçileri çalışmaya zorluyorlar. Tazminat ödemeden çıkarmak istedikleri işçileri ücretsiz izne gönderip mobbing uygulayarak istifa etmeye zorluyorlar. Ücretsiz izin aynı zamanda bir tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Kısa çalışmada olduğu halde tam zamanlı çalışmayı kabul etmeyen işçiler ücretsiz izne gönderilmekle tehdit ediliyor. Diğer taraftan örgütlenmek isteyen işçilere karşı bir sopa olarak da kullanılıyor. Sendikalaşma haberini alan patronlar öncü işçileri anında ücretsiz izne göndererek örgütlenmeye daha başından darbe indiriyorlar. Nasılsa işçileri ne sebeple ücretsiz izne çıkardıklarını soran, denetleyen bir kurum yok.
Bu yaşananlar ücretsiz izin uygulamasının ne için getirildiğini çok net gösteriyor. Sözde pandemi sürecinde işçilerin işten atılmasını engellemek için getirilen uygulama patronlar tarafından çok amaçlı bir saldırı aracı olarak kullanılmaktadır. Siyasi iktidar ve patronlar el ele vermiş, işçilerin elinde kalan son hak kırıntılarını da almak için koronavirüsü bahane ediyorlar. Kapitalistlerin yarattığı krizin faturası, kapitalistler ve kapitalistleri koruyan siyasi iktidar tarafından işçi sınıfına kesilirken bu oyunu bozmak için mücadele yürütmek boynumuzun borcudur.