Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Gündem > İşçiler Nasıl Yaşıyor, Ne Düşünüyor? > Dayan Dayan Bir Yere Kadar!

Dayan Dayan Bir Yere Kadar!

Esenyurt’tan bir işçi

08.10.2020

Yönetenler her gün yeni müjdelerle işçileri gerçek gündemlerinden uzaklaştırıyorlar. Onların şaşalı sözleri, müjdeli haberleri her zaman daha zor günlerin habercisi oluyor. Onlar “şahlanıyoruz” diyor, işçiler daha çok fakirleşiyor. “Ekonomi ayağa kalktı” diyorlar, işsizlik daha çok artıyor. “Enerjide artık dışa bağımlı olmayacağız” diyorlar, enerjiyi geçtik; buğday, arpa, et, patates, soğan, sarımsak, saman, çay ithal ediliyor. Dünyada ekonomik kriz yaşanırken, ülkenin bu krizden büyüyerek çıkacağını iddia ediyorlar. Yalanla dolanla emekçileri kandırmaya çalışıyorlar ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Krizin sonuçları ağırlaştıkça emekçilerdeki öfke açığa çıkmaya başlıyor. Ben hizmet sektöründe çalışan bir mağaza işçisiyim. Her gün mağazaya gelen onlarca işçiyle, öğrenciyle, ev hanımıyla sohbet ediyoruz. Bu sohbetlerden bazılarını sizinle paylaşmak isterim.

Kıraç’ta bir halı fabrikasında çalışan güvenlik işçisiyle sohbet ettik. İşlerin yoğunluğuyla başladı sohbetimiz. Fabrikanın gece-gündüz, tatil hafta sonu demeden çalıştığını söyledi. “Peki, işçiler bu durumdan memnun mu?” diye sorduğumda; “asgari ücretle çalışıyorlar, zaten mesai olmazsa geçinemeyecekleri için ses çıkaramıyorlar” dedi. En ufak itirazda, “işine gelmiyorsa eve git, işsizlik maaşına talim edersin” diyorlarmış. Saatlerce kimyasal maddelere maruz kaldıklarını, üretim alanının çok sıcak olduğunu belirtti arkadaş. Yemeklerin nasıl olduğunu sorunca da yüzünü buruşturdu. Sohbetimizin sonunda ise “özellikle pandemi sürecini ve krizi fırsata çeviren patron işçileri insan gibi çalıştırmıyor. Şu an kimseden ses çıkmıyor ama bence bu normal bir durum değil. Baskı ve tehditle nereye kadar?” dedi.

Artık alışveriş yapamayan sadece dertleşmeye gelen bir ablamız var. Geçen gün Almanya’dan akrabası aramış. “Kızım çok üzüldüm. Paraya ihtiyacınız var mı, size para göndereyim mi?” demiş. Ablamız da “var da hayırdır abla” deyince, “burada haberlerde Türkiye battı, ekonomisi iflas etti diyorlar. Ne yiyorsunuz, ne içiyorsunuz. Çok üzülüyorum” demiş. Gerçekten de ablanın ekonomik durumu çok kötü... Geçen ay belediyeye utana sıkıla maddi yardım istemeye gittiğinden bahsetti. “Size yardım edemeyiz” cevabına isyan etmiş, şöyle konuşmuş: “Kardeşim vatandaş olarak vergimi yıllarca verdim, vatan görevi dediniz çocuğumu askere gönderdim, bu devlet benden ne istiyorsa yerine getirdim, neden devlet bana yardımcı olmuyor?” Ablamız bu şekilde haklı olarak feveran edince polis çağırmakla tehdit etmişler. “Dayan dayan bir yere kadar kardeşim, bu insanlar ne yiyip ne içecek? Çoluk çocuk perişanız. Bunlar en sonunda milleti sokağa dökecekler” dedi.

Toptancı bir esnaf arkadaşa uğramıştım, kara kara düşünüyordu. “Hayırdır?” diye sorunca, başladı anlatmaya... Tabii ki sorun borçlarını ödeyememesi… Artık dükkânı döndüremediğini anlattı. Kışın en az 10-15 atölyeyle çalıştığını, bu sene bu sayının 2’ye düştüğünü söyledi. “Ürettiğimizi satsak, artık ona da razıyım. Bak dükkân triko dolu, yüzüne bakan yok” dedi. Ben de kendisine “abi uçuyoruz, şahlanıyoruz diye televizyonda konuşuyorlar, her hafta yeni müjdeler veriyorlar” dedim. Şöyle konuştu: “Bak kardeşim ben ve çalışan arkadaşlar beş vakit namaz kılan insanlarız. Ama millet aç, iş yok, aş yok! Perişan haldeyiz. Benim karnımı Ayasofya’nın cami olması doyurmuyor. Evdeki tencereyi kaynatmıyor ne zaman çıkacağı belli olmayan doğalgaz. Bu millet yalanlara bir yere kadar kanar, açlık başka bir şey!” dedi.

Yönetenlerin söylediği yalanlar, işçi ve emekçileri kandırmak yerine artık öfkenin daha çok birikmesini sağlıyor. Emekçileri kendi sorunlarından uzaklaştırmak için gösterdikleri çabalar beyhude! Ortada bir gerçek var; işçiler işsiz kalıyor ve yoksullaşıyor. Kiminle sohbet etsek konu cebimize, maaşımıza, hayat pahalılığına veya işsizliğe geliyor. İşçiler dertli ve öfkeli. Ama unutmayalım ki sorunlarımız dile getirmekle, küfretmekle değil, bir arada mücadele etmekle çözülür. Bugün örgütlenip mücadele etmek işçi ve emekçiler için bir tercih değildir, zorunluluktur.

  • İşçiler Nasıl Yaşıyor, Ne Düşünüyor? [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/dayan_dayan_bir_yere_kadar.htm

Links
[1] https://uidder.org/koseler/isciler_nasil_yasiyor_ne_dusunuyor