
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir kez daha tren kazası oldu. Farklı istikametlerden hareket eden iki yük treni kafa kafaya çarpıştı. Kalecik mevkiinde yaşanan kazada iki makinist işçi hayatını kaybederken ikisi ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Daha önceki facialarda olduğu gibi burada da hattın sinyalizasyon sisteminin tamamlanmadığı ortaya çıktı.
Facianın ardından Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Sekreteri İsmail Özdemir olay yerinde incelemelerde bulundu. Yaşanan faciada sinyalizasyon sisteminin eksikliğine dikkat çekti. “Bu sistem sağlıklı çalışsaydı kapalı olan kırmızı sinyalde frenleme yaptırıp treni durduracaktı. Kazanın meydana geldiği Irmak-Zonguldak hattının ihalesi yeni yapıldı. Bu hat kullanıma açıldı fakat sinyalizasyon tam olarak bitmedi. Sinyalizasyon tamamlansaydı bu trenlerin kafa kafaya çarpışması mümkün olmazdı” dedi.
Daha önceki benzer bir facianın ardından gündeme gelen bir Sayıştay raporu bu doğrultuda son derece çarpıcı veriler içeriyor. Eylül 2018 tarihli rapora göre, Türkiye’de 12 bin kilometrelik tren hattının 5 bin kilometresinde sinyalizasyon var. Aslında tren yolu inşaat ihalelerinde sinyalizasyon sisteminin kurulması maddesi mutlaka yer alıyor. Bu sistem, kazaları önlemek için büyük önem taşıyor. Fakat yüklenici firmalar bu sistemlerin inşasından kaçınıyor. Çünkü patronlar sinyalizasyon önlemini maliyet olarak görüyor. Sayıştay raporundaki örnek ihalede 115 milyon lira maliyet öngörülen sinyalizasyon için sadece 3 milyon lira ayrılmış. Geriye kalan milyonlarca lira ise emekçilerin canı pahasına kapitalistlerin ceplerine giriyor.
Ne yazık ki egemenler önlem almamaya, işçi ve emekçiler ölmeye devam ediyor. Bu bir kaza değil iş cinayetidir. Çünkü gerekli önlemler alınmış olsaydı işçiler ölmemiş olacaktı. Her zaman dediğimiz gibi iş cinayetleri kader değildir. İşçi ölümlerini durdurmanın yolu örgütlenmektir.
Gelin örgütlenelim ve hayata geri dönelim!