Aylardır tüm dünyada gündemi koronavirüs belirliyor. Bu virüsün insanlığın başına gelmiş en büyük felaket olduğu söyleniyor. Devletler, hükümetler, ulusal ve uluslararası sağlık kurumları önlem olarak maske, “sosyal mesafe” ve dezenfektan öneriyorlar. Türkiye’de bu TMM ile formüle ediliyor. Oysaki salgınla başa çıkmak için maske ve dezenfektan yeterli değildir. Salgın konusu aynı zamanda bir işçi sağlığı ve güvenliği konusudur. Bu yüzden bu kapsamda işyerlerinde alınması gereken çok temel önlemler vardır. Ne var ki işyerlerinde koronavirüse karşı neredeyse hiçbir önlem alınmadığı ortadadır. Çünkü patronlar işçinin sağlığını koruyacak önlemleri maliyet olarak görüyorlar. Çok basit önlemler bile maliyet gerekçesiyle alınmıyor. Sağlığımızın korunması patronların umurunda değildir. Bu yüzden biz kendi iş güvenliğimiz ve sağlımız için haklarımızı bilmeli, bunun da ötesinde taleplerimiz için mücadele etmeliyiz.
Günlük ve haftalık çalışma süreleri yeniden düzenlenmelidir
Koronavirüse yakalanmamak için en önemli hususların başında temizlik değil, bağışıklık sistemimizin güçlü olması için alınması gereken önlemler gelmektedir. Bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için çalışma hayatında birçok önlem alınması gerekmektedir. Vücudumuza alacağımız besinler dışında vücudumuzun dinlenmesinin sağlanması gerekmektedir. Oysaki birçok işyerinde işgünü 12-16 saat arasını bulmaktadır. 3 vardiya sisteminde çalışan işyerlerinde işçilerin birçoğu 2 vardiya üst üste çalıştırılmaktadır.
Koronavirüsün Türkiye’de görülmeye başlandığının açıklanmasından sonra işyerleri kendilerine göre güya bazı önlemler aldılar! Ancak bu önlemler işçileri korumak için değil durumu fırsata çevirmek için alındı. Mesela 24 saat çalışma düzeni olan fabrikaların birçoğu 3 vardiyadan 2 vardiyaya düşürüldü. Dolayısıyla normalde günlük 8 saat çalışan işçiler günde 12 saat çalıştırılmaya başlandı. Zaten fazlasıyla uzun olan haftalık çalışma süresi fiilen daha da uzatıldı. Mola saatleri uzatılmadığı gibi yemek molaları uzun kuyruklar, yetersiz masalar, küçük yemekhaneler, kirli yerlerde kurulan yer sofraları ile işçiler için işkence haline getirildi. Bizi düşündüğünü söyleyen patronların asıl dertlerinin kendi cepleri olduğunu hep birlikte bir kez daha görmüş olduk. Asıl alınması gereken önlem iş saatlerinin düşürülmesi iken, daha uzun saatler daha zorlu koşullarda çalışmayla karşı karşıya bırakıldık.
Günlük çalışma saatlerinin 6 saat ve daha altına düşürülmesi, ara dinlenme sürelerinin uzatılması mümkündür. Bu sayede dinlenebilecek daha fazla zamanımız olacaktır.
İşyerlerinde ara dinlenme süreleri uzatılmalıdır
İşyerlerinde dinlenme süreleri yeterli değildir. Fabrikaların bir kısmında yemekten önce ve sonra 10 veya 15 dakikalık dinlenme molaları bulunmaktadır. Sürekli olarak ellerimizi 20 saniye yıkamamızı önerenler nedense işçilerin 10-15 dakika dinlenme molasında ellerini yıkamak için nasıl zaman bulacağını söylememektedir. İşyerlerinde yeterli sayıda lavabo ve tuvalet bulunmamaktadır. El yıkamak için dakikalarca sıra beklemek zorunda kalan işçiler dinlenmeye zaman ayıramamaktadır. Ayrıca birçok işyerinde çay almak için uzun kuyruklar oluşmaktadır. Dinlenme molasının yarısı bu sıralarda geçmektedir. Bu durumların göz önünde bulundurulması ve ara dinlenme sürelerinin uzatılması gerekmektedir.
Birçok işyerinde dinlenmek için uygun alan bulunmamaktadır. Dinlenme yerleri malzemelerle doldurulmuş, işçilerin dinlenmesi için uygun yerler bırakılmamıştır. İşçiler dinlenme molasında boş buldukları yerlere/zemine oturmaktadırlar. Üretim sahasında üretilen malzemelerin üzerlerine oturarak dinlenmek zorunda kalan işçiler bulunmaktadır. Dinlenme molasının bütün gün üretim yapılan, havalandırması yapılmamış yerlerde geçirilmesi de sağlığımızı bozmaktadır. İşçilerin temiz hava alabilecekleri ve dinlenebilecekleri hijyenik ve havadar dinlenme yerlerinin olması gerekmektedir.
Gece vardiyaları kaldırılmalı, hafta sonu tatilleri uzatılmalıdır
Temel gıda, sağlık ve acil durumlar için yapılan çalışmalar hariç gece vardiyalarının kaldırılması gerekmektedir. Gece vardiyaları işçilerin bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. Birçok işçi arkadaşımız gece vardiyasına geçtiğinde çeşitli hastalıklar yaşamaktadır. Gece çalışmaya değil, dinlenmeye ayrılmalıdır. İnsan vücudu gece uykusunda salgıladığı hormonlar sayesinde birçok hastalıkla mücadele etmektedir. Bu yüzden gece vardiyalarının yasaklanması gerekmektedir.
Hem bedenen hem de ruhen dinlenebilmemiz ve daha sağlıklı olabilmemiz için haftalık tatil günlerinin uzatılması gerekmektedir. 1 günlük hafta tatili yeterli değildir; hafta tatilleri en az 2 gün olmalıdır.