Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Gündem > İşçiler Nasıl Yaşıyor, Ne Düşünüyor? > İş Çok Ama İşçiler Beğenmiyormuş!

İş Çok Ama İşçiler Beğenmiyormuş!

Pendik’ten bir işçi

09.11.2020

Geçen gün izlediğim bir haberde “iş çok ama işçiler beğenmiyor” diyorlardı. Son zamanlarda özellikle havuz medyası başta olmak üzere birçok haber kanalında bu söylemler kendine fazlasıyla yer buluyor. TÜİK rakamlarına göre bile temmuz ayında resmi işsizlik rakamı yüzde 12,9 olarak açıklanıyor. Tabii ki gerçek rakamlar daha da içler acısı. DİSK’in yaptığı çalışmaya göre işsizlik ve iş kaybı toplamı 17,2 milyon olarak açıklandı. Ama televizyonlarda ve gazeteyi açıp baktığımızda ise başlık “iş çok ama işçiler beğenmiyor” şeklinde olabiliyor. Egemenler her zamanki gibi aslında medya aracılığıyla toplumda işlerine en çok yarayan algıyı yaratmak istiyorlar.

Uzayıp giden ve başı sonu belli olmayan iş saatlerimiz, hiçbir sosyal hakkımızın olmayışı ve işlerin ağırlığı hiç bir şekilde hesaba katılmıyor. Birçok işçi ailesi, çocuklarını kredi çekerek ve borçlanarak hükümetin son 20 yılda her yerde açılmasını teşvik ettiği özel üniversitelere büyük umutlarla kaydettirdi. Her yıl binlerce mezun veren üniversitelerden çıkan pek çok meslek sahibi genç, işsiz durumda. Kimisi bilgisayar mühendisi, kimisi elektrik-elektronik mühendisi, kimisi iktisatçı, kimisi kimyacı, kimisi sağlıkçı vb... Bu gençlere iş imkânına gelince iktidar üç maymunu oynar durumda. Gençler üniversiteden mezun olduktan sonra o güne kadar içinde kayboldukları hayal dünyasından çıkmak zorunda kalıyorlar ve gerçeklerle tanışıyorlar. Sonunda kendilerini büyüyen işsizlik ordusunun içinde buluyorlar.

Burjuva basında ise sürekli okuyanların ayrıcalıklı, yönetici, hatta zengin olacağı yalanı pompalanıyor ve gerçeklerin üstü örtülüyor. Yayınlanan dizilerde bile “okumuş insan” reklamı yapılıyor. Üniversite okuyanların hayatları rahat, çok renkli ve bir o kadar da heyecanlı olarak gösteriliyor. İş gerçekliğe geldiğindeyse üniversiteyi tam gazla bitirmiş bir işçi çocuğu adeta duvara toslamışçasına işsizlik engeli ile karşılaşıyor. İş bulabilenlerin az bir kısmı ise “esnek iş saatleri“ adı altında sağlıklarından ve hayatlarından oluyorlar.

İzlediğim haberde bir oto tamir şirketi sahibinin yaptığı yorum içler acısıydı: “Kalfa arıyoruz, neticede dişini sıksa beş senede adamı usta yapacağız. Ama diyor ki usta elim yağ oldu, usta üstüm yağ oldu. Bu alacağım para benim deterjan masrafıma bile yetmez.’ Bayağı bir hesap yapıyor!” Şimdi şöyle bir etraflıca düşündüğümüzde gerçekten burada haksız olan işçi mi? Zira söylediği gibi alacağı para deterjan masraflarını bile karşılamadığı için bu durumu ifade eden işçi “bayağı bir hesap yapıyor” mu oluyor? Bu durumda kendisinden beklenen temizlik yapmaması, karnını doyuramaması, hayatını en asgari düzeyde bile yaşayamaması oluyor. Genç işçileri en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacağı bir ücretle kölece çalıştırmak isteyen bir patron utanmadan bir de çıkıp işçileri suçlayarak kölelik koşullarında çalıştıracak işçi bulamamaktan şikâyet ediyor. Bu ve benzeri açıklamaları yapan işverenler ne işçiye verdikleri düşük ücretlerden ne ekonominin giderek kötüleştiğinden ne de alım gücünün düşmesinden bahsediyorlar.

Patronlara gelince laf hep aynı; “işçi bulamıyoruz.” Ancak onlara göre çocuğuna işsizlikten ötürü bir pantolon alamadığı için intihar eden baba ve kirasını, kredi borçlarını ödeyemeyen milyonlarca işçi gerçekten iş beğenmiyor. Üç kuruş almaya razı olup temizliğinden, yemesinden, içmesinden ve sağlığından ödün verseler aslında bütün işçiler iş bulabilirlermiş.

Hükümet ve patronlar sınıfı işçileri suçlayarak günahlarından, suçlarından sıyrılmak istiyorlar. İşçileri sefalet ücretlerine mahkûm eden, devasa işsizler ordusu yaratan, bizlere yoksulluk ve zorluk içinde bir yaşamı layık gören işte bu patronlar sınıfıdır. İşçi sınıfı geçmişteki tecrübelerinden ders alarak ayağa kalkıp egemenlere hadlerini bildirmedikçe de bu saldırıların ardı arkası kesilmeyecek. Bu gidişatı değiştirme sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır.

  • İşçiler Nasıl Yaşıyor, Ne Düşünüyor? [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/is_cok_ama_isciler_begenmiyormus.htm?qt-diger_makaleler=0

Links
[1] https://uidder.org/koseler/isciler_nasil_yasiyor_ne_dusunuyor