
Kadın işçilerin yoğun olduğu bir fabrikada çalışıyorum. Bildiğiniz gibi pandemi döneminden geçiyoruz. Bu süreç kadın emekçilerin sırtındaki yükü iyice artırdı. İş ve ev işlerine bir de çocukların uzaktan eğitim sorunu eklendi. İşçi kadınlar çocukları için kaygılılar, eve gittiklerinde onların dersleriyle ilgileniyorlar. İşe de çok yorgun geliyorlar. Kadın arkadaşlarla yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşmak istedim.
Yemek molasında konu eğitime geldi. Bir kadın arkadaş, “artık şu okulları tam açsınlar, iki günle olmuyor. Çocuklarımızı hepten evlere kapattırdılar. Bildiklerini unuttular. Ne var yani iki gün gidiyorsa beş güne çıkarabilirler” dedi. Başka bir kadın arkadaş da, “evet aslında isteseler eğitimi düzenleyebilirler. İsteseler bunlar var ya her şeyi yaparlar ama konu bizim çocuklarımız olunca umurlarında bile değil” dedi. Ben de “haklısınız arkadaşlar, isteseler okulların sayısını çoğaltabilirler. Devletin elinde bir sürü kültür merkezleri var. Bunları açıp oralara da atamadıkları öğretmeleri atasalar fena mı olur” deyince, kadınlar hep bir ağızdan “hem de çok güzel olur” dediler.
İki çocuğu olan bir kadın arkadaş “ben çocuğumu okula göndermiyorum, kendim evde öğretiyorum, gidip hastalık bulaşır oralarda” dedi. Biz de “iyi de çocuk sürekli evde nasıl olacak? Bu çocuk nasıl sosyalleşecek?” dedik. “Ben ilgileniyorum çocuğumla, evde beraber vakit geçiriyoruz” dedi. Ben de “arkadaşım benim çocuğum yok, sana ahkâm kesecek değilim, fakat çocukların durumunu anlamak için anne olmaya gerek yok. Sen kendi ellerinle asosyal insan yetiştiriyorsun. İnsanlar evlerinde besledikleri hayvanı bile dışarı çıkarıp, hava aldırıp gezdiriyor. Bu çocukları parka götürüyor musun?” diye sordum. “Hayır tabi ki, evde kardeşiyle oynuyor” dedi. Ötede duran kadın arkadaş yaklaşarak “benim de iki oğlum var onlar da hiç dışarı çıkma ihtiyacı hissetmiyorlar. Ben de göndermiyorum, dışarı da çıkarmıyorum” dedi.
Ben de şöyle söyledim: “Bakın arkadaşlar, ileride bu çocukların psikolojik sorunlarıyla uğraşacaksınız. Arkadaşı olmayacak, evde bilgisayar başından kalkmayacak, kendisine güveni olmadan büyüyecek, yapmayın bu iyi bir şey değil! Bugünler geçecek elbette ama çocuklarınızı dışarı çıkarın, sosyalleşmelerine izin verin, oynasın zıplasın, her zaman siz yanında olmayacaksınız. Evet, ortam çocuklarımızın rahat rahat oynamasına müsait değil, başına bir iş gelir diye korkuyorsunuz ama bunun da sebebi bizi yönetenlerdir. Zaten emekçilerin çocuklarına önem vermiyorlar. Suç onlarda, çocuklarımızı geleceksiz bırakıyorlar, siz de buna izin vermeyin.”
Emekçilerin çocukları egemenlerin umurunda bile değil. İnsan gibi eğitim almış almamış ilgilenmiyorlar. İş dönüp dolaşıp biz işçilere düşüyor. Çocuklarımızın geleceği için, düzgün eğitim almaları için, birlikte, dayanışma içinde mücadele etmeliyiz.