
Hükümet temsilcileri, 18 Kasımda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi Şurasında patronlarla bir araya geldiler. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümet temsilcileri bu toplantıda patronların taleplerini dinledi. Ayrıca patronlar için sağlanan ve daha da genişletilecek olan vergi affı, uygun kredi ve yer tahsisi gibi teşvikler-kıyaklar hakkında patronlara bilgi verilen toplantıda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank patronlara bir de sitem etti.
16 Ekimde işçilerin kazanılmış haklarına yönelik büyük saldırılar içeren İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulmuş sendikaların ve işçilerin tepkisi sonucu 43 maddelik torba yasanın 2 maddesi geri çekilmişti. 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilere belirli süreli iş sözleşmeleri dayatan, kıdem tazminatını, ihbar tazminatını ve iş güvencesini yok eden ve emeklilik hakkını fiilen yok eden yasa maddeleri kanun teklifinden çıkarılmış, tam zamanlı çalışma yerine kısmi zamanlı çalışmayı teşvik eden yasa maddesi de geri çekilmişti.
Bakan Varank Ekonomi Şurasında bu konuyu gündeme getirdi ve bundan sonra işçi haklarına yapacakları saldırılarda daha başarılı olabilmeleri için patronlardan daha çok ses çıkarmalarını istedi. Bakan Varank “iş dünyasının talebiyle getirilen düzenlemelere ilişkin işçi kesiminin çok yoğun ses çıkardığı dönemde iş dünyasının sessiz kaldığını” söyledi.
Türkiye’de işçilerin çok büyük bir bölümü asgari ücret ve civarında bir ücrete çalışıyor. Sendikalı işçi oranı sadece yüzde 13 ve sendikalaşmak isteyen işçiler kendilerini kapının önünde buluyor. Çalışma süresi günlük 12 saate çıkmış durumda. Her gün en az 4, her ay en az 150 işçi iş cinayetlerinde ölüyor. Pandemi bahanesiyle 5,5 milyon işçi, bu işyerlerinin bir kısmı tam kapasite çalışmaya devam ettiği halde, kısa çalışma ve ücretsiz izin ödeneğine muhtaç edildi. İşçi sohbetlerinin baş konusu geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığı. İşçiler ne kendilerini Covid-19 salgınından koruyabiliyor, ne yeterli sağlık hizmeti alabiliyor. Salgın eğitimdeki eşitsizliği de iyice gün yüzüne çıkardı. Sınıfsal bir tavır gösteren siyasi iktidara bunlar yetmemiş olacak ki örgütsüz yakaladığı işçi sınıfını daha fazla yoksulluğa ve adaletsizliğe sürüklemek için açıkça patronlardan destek bekliyor.
Emekçilerin oylarını alarak devletin tepesine kurulan ve bunun tüm nimetlerinden yararlanan siyasiler, gerçekte hangi sınıfı temsil ettiklerini artık gizleyemiyorlar. Seçim meydanlarında, kürsülerde her fırsatta hizmet aşkıyla yanıp tutuştuklarını söyleyen iktidarın bu hizmetinin kime yönelik olduğu bakanın patronlara “sitem”inden de açıkça anlaşılıyor.
Patron örgütlerinin toplantılarında patronlarla kol kola girmiş siyasetçilerin söyledikleri bize onların aklının dibini gösteriyor. İşçilerin bu pervasızlıklara vereceği cevap kendi örgütlerinde, sendikalarında, UİD-DER’de daha çok bir araya gelmek ve işçi sınıfına yöneltilen örgütlü saldırılara örgütlü olarak karşı durmaktır.