
Ben, Sincan Organize Sanayi Bölgesinde çalışan bir işçiyim. Çalıştığım fabrika pandemi falan dinlemeden haftanın yedi günü mesai yapıyor. Mesailerden dolayı eve akşam geç saatte, pestilim çıkmış olarak geliyorum. Yine bir mesai çıkışı eve dönerken market deposunun hemen yanındaki çöp konteynırının başında biri yaşlı biri de orta yaşlı iki kadın gördüm. Marketin satamayıp çöpe attığı ürünleri topluyorlardı. Yaşlı kadın deponun önünde bekleyen market çalışanına “oğlum ekmek de var mı?” diye sorunca sinirden ağlamamak için kendimi zor tuttum. Bu insanların gecenin bir vaktinde çöpten yiyecek araması içinde olduğumuz durumu nasıl da ortaya koyuyor. Evet, insanlar geçinemiyor. Ya işsiz ya da üç kuruş paraya çalışıyor. Birilerimiz tükenircesine çalışırken, birilerimiz aylarca işsiz geziyor.
Bu durum o kadar acı ve insanlık dışı ki insanın yüreği kaldırmıyor. Ancak eminim ki bu durumda olan çok sayıda insan var. Durum apaçık ortadayken bile Erdoğan “eve ekmek götüremiyoruz” diyen insana “abartma” diyebiliyor. İnsanlarla resmen dalga geçiyor. Emekçiler aç ve evine ekmek götüremiyor. O iki kadının çöpten yiyecek toplamasına sebep olan sisteme etmediğim küfür kalmadı. Ama sinirimin küfür ederek yatışmayacağını da biliyorum. Sinirim ancak ben ve benim gibi düşünen işçilerin mücadelesi zafere ulaştığı zaman yatışacaktır.
Kahrolsun Kapitalist Sömürü Düzeni!