
Merhaba dostlar. Hep söylenir işçilerin mücadelesi dayanışmayla güçlenir. Benim için bir ilk olan bir direniş ziyaretinde hissettiklerimi ve yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çorum Ekmekçioğulları işçileri, yasal hakları olan sendikaya üye oldukları için işten atıldılar. Hem de işten atmaların yasak olduğu bir dönemde. Yasal haklarını kullanan işçiler, yasakları çiğneyen patrona karşı mücadeleye geçtiler. İşçiler kendilerine yapılan saldırıya sessiz kalmadılar. Fabrikanın önünde mücadelelerini sürdürüyorlar. Bizler de işçi dayanışmasını büyütmek için Ankara’dan onlara destek vermeye gittik. Tarifi zor olacak duygularla geri döndüm. İşçilerin direnişlerine birebir tanıklık edeceğimizi ilk duyduğumda çok sevindim. Direniş alanında direnişçi işçilerle ilk karşılaşmamızla ve onlarla olan sıcak sohbetlerimizle onurlu bir mücadeleye tanıklık ettik.
Direniş alanında, fabrikada 5 aydır çalışandan 20 yıllık çalışana kadar onlarca işçi bulunuyor. Hepsinin de tek bir isteği vardı. İnsana yakışır bir şekilde yaşayabileceğimiz bir hayat. Çalışırken ölmek istemiyoruz. Çalışırken parmağımızı, kolumuzu, herhangi bir yerimizi kaybetmek istemiyoruz. Çalışırken hastalanmak istemiyoruz. Çalışırken kan değerlerimizde yüzde otuzlara, kırklara varan kurşun oranları istemiyoruz. İşçiler güvenli çalışma koşulları ve insanca yaşanabilir bir ücret istiyorlar. Olması gerekenleri istedikleri için işçiler işten atıldılar. Bu şartları patrona kabul ettirmenin tek bir yolu vardı ve işçiler de o yolu seçtiler. Fabrikada aylarca sürecek bir örgütlenme faaliyetine girdiler. İşçiler kendi aralarındaki kırgınlıkları, küslükleri bir kenara attılar. Ortak kimlikleri olan sınıf kimlikleriyle birleştiler. Birleşik Metal-İş Sendikasına üye oldular.
Direnişlerinin yedinci gününde dayanışma ziyaretinde bulunduk. Mücadelelerinde durmadan artan dirençlerini gördük. Sıcak çaylarıyla birlikte sıcacık sohbetleriyle dostlarına güven, patronlarına korku salıyorlardı. Çorum Organizedeki diğer fabrikalardan gelen dayanışma ziyaretleriyle direniş ateşleri daha da büyüyordu. Çorum’un ayazı ve yağmuru da yüreklerindeki ateşi durmadan harlıyordu. İşçiler kararlılar. Dirençli kararlılıkları her gün artıyor. “Bugüne kadar her şeyi üreten bizdik, kaymağını da yiyen hep patrondu. Biz çocuklarımız için yıllarca daha bir duvar bile öremezken, patron bizden kazandıklarıyla üç duvar birden örebiliyor. Biz binlerce derece sıcaklıktaki asit kazanlarında ölesiye çalışırken o hayatının sefasını yaşıyor. Artık bu böyle devam etmeyecek. Bu sendika bu fabrikaya girecek” mesajlarıyla bizleri uğurladılar. İşçilerin mücadelesi dayanışmayla büyür. Hep birlikte güzel günlerin filizini büyütüyoruz.
Kurtuluş Yok Tek Başına! Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Yaşasın İşçi Dayanışması!