
Siyah emekçilere yönelik ırkçı saldırılar devam ediyor. ABD’de geçtiğimiz Mayıs ayında George Floyd’un katledilmesi üzerine tüm dünyada emekçilerin adalet talebi yükselmiş, meydanlar ırkçı nefrete karşı dolup taşmıştı. Kıtadan kıtaya sıçrayan eylemlerde köle tüccarlarının, köle ticareti yapan kralların heykelleri yerle bir edilmişti. Bu yaşananlar henüz zihinlerde tazeyken yine siyah bir emekçi katledildi. Belçika’da koronavirüs yasaklarına uymadığı iddiasıyla 9 Ocak’ta gözaltına alınan Afrika kökenli 23 yaşındaki İbrahima Barrie karakola götürüldükten 1 saat sonra yaşamını yitirdi. Barrie’nin polis nezaretinde hayatını kaybetmesi Belçika’da binlerce insanı sokaklara döktü. Emekçiler polis şiddetini ve ırkçılığı lanetledi.
Başkent Brüksel’deki eyleme siyahi emekçiler kadar beyaz emekçiler de destek verdi. “İbrahima İçin Adalet”, “Polis Şiddetine Hayır!”, “Siyahların Yaşamı Değerlidir” sloganları atan emekçiler ırkçı politikalara son verilmesini ve Barrie’nin öldürülmesinde sorumluluğu bulunan herkesin cezalandırılmasını talep etti. Emekçiler eylemin gerçekleştiği sırada oradan geçen Belçika Kralı Philippe’yi de protesto etti. Polis şiddetini protesto eden emekçilere polisin karşılığı yine şiddet oldu. Yüzden fazla kişi gözaltına alındı. Belçikalı emekçilerin protestoları sonucu Barrie’nin ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı.
Irkçı nefrete duydukları tepki ile “nefes alamıyoruz” diyerek eylemlere katılan işçi ve emekçilerin tüm sorunların kaynağında yer alan, eşitsizlik ve adaletsizlik üreten kapitalizme karşı da öfkesi büyüyor.