
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde Ekim 2020 dönemi için işsizlik verilerini açıkladı. Rakamlarla oynayarak istediği değerleri elde etme konusunda ustalaşan TÜİK, mucizesini yine gösterdi. Açıklanan verilere göre 15 ve üzeri yaştakileri kapsayan dar tanımlı işsizlik yüzde 12,7 oldu. TÜİK’e göre geçen yılın aynı dönemine göre istihdam 896 bin kişi azalırken aynı anda işsizlik de yüzde 0,7 azalmayı başardı. Ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi uygulamaların olağan hale geldiği, sözde işten çıkarma yasağına rağmen on binlerce işçinin türlü bahanelerle işten çıkarıldığı ortamda işsizlik azalıyormuş yalanını yutturmaya çalışıyorlar.
Bu trajikomik tablonun oluşması elbette ki tesadüfî değildir. Tüm istatistiksel verilere takla attırıldığı bir dönemden geçiyoruz. TÜİK işe daha verileri paylaşmadan önce, “işsizlik” tanımına takla attırarak başlıyor. “Dar tanımlı” olarak tanımladığı işsizliği kamuoyu ile paylaşarak gerçekleri çarpıtıyor. Bu tanıma göre son 4 hafta içinde iş arama yönünde çabası görülmeyen kişiler, mevsimlik işçiler, zamana bağlı esnek çalışan kişiler işsizlik verilerine dâhil edilmiyor. Oysa 2014 yılına kadar kriter olarak “son 4 hafta” yerine “son 3 ay” esas alınıyordu. Yani TÜİK’e göre işsiz olabilirsiniz ama işsiz sayılmanız öyle kolay değil, hele son yıllarda hiç kolay değil!
DİSK araştırma merkezi TÜİK verilerinin içinde gömülü olmasına rağmen açıklanmayan gerçekleri her ay düzenli olarak raporlaştırıyor. DİSK-AR raporuna göre geniş tanımlı yani gerçek işsizlik Ekim 2020 için yüzde 27 seviyesinde gerçekleşti. Aynı rapora göre kadın işsizliği yüzde 35,8 iken erkek işsizliği yüzde 22,2 seviyesindedir. İş aramayıp çalışmaya hazır olanların sayısı 4,3 milyona, iş bulma ümidini yitirmiş kişi sayısı 1 milyon 511 bine ulaşmış durumda. Resmi verilerin güvenilirliği bir yana ortaya çıkan bu tablo ne kadar vahim şartlardan geçtiğimizi gösteriyor. DİSK-AR’ın TÜİK verilerini esas alarak elde ettiği bu sonuçlar (Revize Geniş Tanımlı İşsizlik), işçi sınıfının gerçekliğini daha net yansıtıyor. Buna göre 10 milyon 681 bin kişi işsiz!
Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Milyonlarca emekçinin bizzat yaşayarak deneyimlediği gerçekliğin örtbas edilme çabası nafiledir. Her geçen gün işsizlik batağına sürüklenen binlerce genç, iş bulma umudunu kaybetmiş milyonlar, kısa çalışma veya ücretsiz izin adı altında işsizlik çukurunun farklı seviyelerine itilmiş işçiler. Yani bizler. Bizler varız ve gerçeğiz. Ve bizim ekmek kavgamız “son 4 hafta” ya da “son 3 ay” değil “her gün” yaşanmakta olan bir gerçekliktir. İstatistiksel olarak ne kadar gizlemeye çalışılırsa çalışılsın işçi sınıfı yaşadığı koşulları gayet iyi deneyimlemektedir. Bu deneyimler ekmek kavgamızı her geçen gün büyütecektir.