Fransız işçi sınıfı genciyle yaşlısıyla, öğrencisiyle işçisiyle, koronavirüs bahanesiyle artan baskılara, işten çıkarmalara, hak gasplarına, geleceksizliğe ve güvencesizliğe karşı mücadeleyi büyütüyor. 20 Ocak’ta sokaklara dökülen binlerce öğrenci hükümetten uygun koşullar yaratılarak okulların açılmasını talep etti. Nitelikli eğitim hakkından mahrum kalan gençler ne okula devam edebiliyor ne de çalışabiliyorlar. Genç işsizliğin yüzde 20’yi aştığı ülkede gelecek kaygısı nedeniyle intihar eden gençlerin sayısı her geçen gün artıyor. Fransa Öğrenci Federasyonları Birliği (UNEF) başta olmak üzere çeşitli öğrenci birlikleriyle protesto gösterilerine katılan öğrenciler bu duruma tepki gösterdiler; maddi destek, nitelikli yurt ve iş güvencesi talep ettiler. Koronavirüs bahanesiyle saldırı paketlerini gündeme getiren, gençleri kendi kaderine terk eden Macron hükümetini protesto ettiler.
Öğrencilerin ardından 21 Ocak’ta sağlık emekçileri, 26 Ocak’ta eğitim emekçileri ve 28 Ocak’ta enerji sektöründe çalışan işçiler çeşitli protesto gösterileri ve grevler örgütledi. İşçiler işten çıkarmalara, güvencesizliğe, koronavirüs bahanesiyle gerçekleştirilen hak gasplarına, kamuya ait şirketlerin özelleştirilmesine tepkilerini dile getirdiler.
30 Ocak’ta ise on binlerce işçi ve emekçi bu kez Macron hükümetinin 2019 yılından beri gündeme getirdiği güvenlik yasasına karşı protesto gösterisi düzenlediler. Polis şiddetinin ve baskıların artmasının önünü açan yasaya karşı verilen mücadele sonucu 2019’da bir yasa maddesi geri çekilmişti. Ancak yasanın yeniden gündeme getirilmesiyle işçiler yeniden sokaklara çıktılar. Gösteri ve yürüyüş hakkının kısıtlanacağını, polis şiddetinin artacağını dile getiren emekçiler yasanın geri çekilmesini istiyor. Güvenlik yasasının protesto edilmesinin yanı sıra işçi ve emekçiler sinema, tiyatro gibi kültürel alanda faaliyet gösteren yerlerin de açılmasını talep etti. İşçiler pandemi nedeniyle kapatılan tiyatro ve sinemalarda çalışan binlerce emekçinin açlıkla yüz yüze bırakıldığını ve hükümetin bu konuda hiçbir önlem almadığını dile getirdiler.
Son olarak 4 Şubat’ta 175 kent ve kasabada on binlerce emekçi başta Genel İşçi Sendikası (CGT) olmak üzere çeşitli sendikaların çağrısıyla bir genel grev gerçekleştirdi. Öğrencilerin de destek verdiği protesto gösterilerinde işçi ve emekçiler Macron hükümetinin “kalkınma planı” adı altında hayata geçirmek istediği saldırı planına tepki gösterdiler. Kamuda ve özel sektörde çalışan on binlerce işçi ve öğrenci işten çıkarmaların yaygınlaşacağını ve çalışma koşullarının giderek kötüleşeceğini dile getiriyorlar. Macron hükümetinin salgını bir fırsata çevirdiğini söyleyen işçiler protesto gösterilerinde “Hükümet İstifa” sloganını yükseltiyorlar. Daha yılın ilk ayında gerçekleştirilen bu protesto gösterileri ve grevler gösteriyor ki Fransız işçi sınıfı için 2021 yılı da her şeye rağmen bir mücadele yılı olacak.