
Geçtiğimiz günlerde DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) bir rapor yayınladı. Rapor dünya genelinde Covid-19 ile mücadeleye ayrılan kaynakları inceliyor. Raporda pandemi sürecinde dünyada toplam 7,9 trilyon dolar nakit destek harcaması yapıldığı aktarılıyor. Bunun 6 trilyon dolarının, yani neredeyse tamamının şirketlere ve bankalara kredi ve garanti desteği olarak verildiği belirtiliyor. Bu rakamlar pandeminin dünya genelinde patronlar için nasıl bir vurguna dönüştüğünü tüm çıplaklığıyla gösteriyor.
Raporun Türkiye kısmı ise oldukça çarpıcı veriler içeriyor. Türkiye, salgınla mücadeleye yaptığı harcama bakımından listenin sonlarında yer alıyor. Rapora göre Türkiye’nin toplam gelir ve harcama desteği sadece 7,6 milyar dolar oldu. Bu harcama dünya genelindeki harcamanın içinde yalnızca binde 1 oranında kaldı.
Türkiye’de patronların pandemi bahanesiyle nasıl bir vurgun yaptığını rapordaki veriler bir kez daha gösteriyor. Virüsle mücadele yalanıyla toplam ekonomik desteklerin yüzde 89’u şirketlere ve bankalara yapılmış. “Kaynak yok” yalanıyla emekçileri açlığa ve işsizliğe terk ediyorlar. İşçiler geçinemiyoruz diyerek intihar ediyor. Karnı tok olanlar ekranlara çıkıp “sabredin, şükredin bugünler de geçecek” diye buyuruyorlar. Ama sıra patronlara gelince “kaynaktan bol ne var” dercesine kesenin ağzını sonuna kadar açıyorlar. Patronlar için yağlı ballı teşviklerin, vergi indirimlerinin, destek paketlerinin haddi hesabı yok. Bu ne yaman bir çelişkidir, ne büyük bir ikiyüzlülüktür!
Rapora göre zengin ülkeler vatandaşlarına gayri safi yurt içi hasılalarının yüzde 12,7’si düzeyinde nakit harcama ve gelir desteğinde bulunurken, orta gelirli ülkelerde bu oran yüzde 3,6, yoksul ülkelerde yüzde 1,6’dir. Türkiye’de ise bu oran sadece yüzde 1,1’dir. Bu oran Nepal ve Meksika’dan sonra en düşük orandır. Türkiye’nin dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında olduğunu, ekonominin uçtuğunu iddia eden iktidar, işçiyi, emekçiyi salgın karşısında yalnız ve çaresiz bırakmış, sermayeyi bir kez daha ihya etmiştir. Bir kez daha altını çizelim: Covid-19 ile mücadele yalanıyla ekonomik desteklerin yüzde 89’u patronlara yapılmıştır.
DİSK-AR’ın raporu şunu bir kez daha net olarak gösteriyor: Hükümetlerin ve patronların virüsle mücadele etmek gibi bir dertleri yoktur. Onların tek derdi vardır: Vurgun üstüne vurgun yapıp kasalarını doldurmak. Şairin dediği gibi sermaye sahiplerinin dinleri imanları vurgun kelepirdir. Sermayelerini büyütmek için her şeyi yaparlar. Bunların şerri şeytanın şerrine rahmet okutur. İşçi sınıfının bu bir avuç asalağa karşı mücadele etmesi farzdır.