
Merhaba kardeşlerim. İşçi Dayanışması bültenimizin bir önceki sayısında Hindistan’da 250 milyon işçinin katıldığı grev haberini [1] okumuşsunuzdur. Bültenimizin Ocak sayısında da Hindistan’da işçi ve yoksul çiftçilerin mücadelesinin sürdüğünü okuduk. Son olarak Twitter’ın eylemler sürerken nasıl tutum aldığına dair çarpıcı bir örnek yaşandı, size ondan bahsetmek istiyorum. Ama öncelikle Hindistan’da neler olduğunu kısaca hatırlayalım.
Hindistan çok büyük bir coğrafyaya sahip ve bu coğrafya 1,4 milyar insana ev sahipliği yapmaktadır. Büyük zenginlikleriyle Hindistan, çarkı bozuk kapitalist düzende akıl almaz çelişkiler barındırmaktadır. Bir yanda bir avuç dolar milyarderi zengin, diğer tarafta evsiz 100 milyon insan! Hindistan 2014 yılından beri Narendra Modi başkanlığındaki Hindistan Halk Partisi tarafından yönetilmektedir. Emek düşmanlığında sınır tanımayan Modi hükümeti, her fırsatta Hintli patronlara yağlı kıyaklar hazırlarken, işçi ve çiftçilere bu kıyakların ağır bedelini ödetmeye çalışmaktadır. Son dönemdeki çiftçi protestolarının arkasında, devletin tarımsal ürünlerin taban fiyatlarını ortadan kaldırma girişimi vardır. Hindistan nüfusunun yüzde 60’a yakını kırsal alanlarda yaşayan yoksul çiftçilerden oluşuyor. Artan maliyetler sebebiyle yoksul çiftçiler tefecilere borçlanmakta ve bu borç batağı sebebiyle günde ortalama 28 yoksul çiftçi hayatına son vermektedir. Son 25 yılda ekonomik çıkışsızlık sebebiyle yaklaşık 300 bin yoksul çiftçi hayatına son verdi Hindistan’da!
Durum buyken Modi hükümeti yoksul çiftçilerin en önemli dayanaklarından biri olan tarımsal ürünlerin taban fiyatlarını kaldırarak onları bir avuç asalak gıda şirketinin insafına bırakmayı denemeye kalktı. Bu yapılmak istenenin adına da “Tarım Reformu” dendi. Coğrafyalar değişse de egemenlerin “reform” anlayışlarının ne olduğunun güzel bir örneği! Hindistanlı yoksul çiftçi kardeşlerimiz elbette bu duruma sessiz kalmadılar. Kitlesel grevlerle, protestolarla Modi hükümetinin alçakça saldırılarına karşı meydanın boş olmadığını tüm dünyaya gösterdiler ve göstermeye devam ediyorlar. Hindistan’da mücadele sürüyor ve daha süreceğe benziyor. Şimdi asıl konumuza dönelim.
Hindistan’da 26 Ocak Cumhuriyet Bayram’ında Traktör Yürüyüşü düzenleyen çiftçiler başkent Delhi’de polis ablukasını yıkarak Kızıl Kale’ye girdiler. Daha önce eylemlerle ilgili haberler veren 550 hesabı askıya alan Twitter, Modi hükümetinin talepleri doğrultusunda 250 hesaba daha erişim engeli uyguladı. Bu hesaplardan biri önemli bir haber dergisine, diğer hesapların çoğunluğu da çiftçi örgütlerine aittir. Demokrasi, iletişim özgürlüğü gibi konularda mangalda kül bırakmayan Twitter ne olmuştur da Hindistan’da son derece haklı taleplerle yapılan protestolara ve dahası bu protestoların haberinin yapılmasına engel çıkarmaktadır? Twitter’ın hesapları engelleme tutumu kimin yararınadır?
Twitter kâr amacı güden bir şirkettir. Bu şirketin demokratlığı da kârının elverdiği ölçüde olacaktır. Hindistan ve dünya egemenleriyle kötü olmanın hiç gereği yoktur, Twitter açısından. Hindistan egemenlerinin isteklerini yerine getirmişlerdir. Üstelik bu ne ilk ne de son uygulamadır. Tarihe not edelim ve şu gerçeği hatırlayalım: işçilerin ve yoksul çiftçilerin kurtuluşu kendi eserleri olacaktır. Kurtuluş mücadelemizde düzenin araçlarını ancak bir yere kadar kullanabiliriz. Asıl olan kendi araçlarımızı üretmemizdir.