
AsilCelik5.JPG [1]
Sendikamız Birleşik Metal-İş’in yaklaşık kırk yıldır örgütlü olduğu Asil Çelik işyerindeki üyelerimize, kriz bahanesiyle yapılan saldırılar cevapsız kalmayacaktır. Asil Çelik işverenliği arabulucu aşamasındaki toplu sözleşme görüşmelerinde ücret artışlarını engellemek amacıyla, krizi bahane ederek, üyelerimizi ücretsiz izne çıkmaya zorlamaktadır.
Oysa, Asil Çelik işçileri daha bundan birkaç ay öncesine kadar neredeyse gece gündüz çalıştırılıyor, işverenlikçe kendilerine fazla mesaiye kalmaları için yalvarılıyordu. 1400 santigrad derecede adeta cehennem ateşinin karşısında ve toz toprak içinde fedakârca çalışan Asil Çelik işçileri ekmekleri için bu güçlüklere göğüs gerdiler.
Asil Çeliği Türkiye’nin en büyük 100 firması arasına taşıdılar. Sadece bir yıl içinde 133. sıradan 101. sıraya yükselen bir işyerinden bahsedilirken, işçilerden fedakârlık beklemek istismarcılıktır, art niyetli davranmaktır. Gerçekten de, Asil Çelik, İstanbul Sanayi Odası’nın yaptığı Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Firması Araştırması’nda her yıl üst basamaklara tırmanarak 101. sıraya kadar yükselmiştir.
İşte işçilerin bu fedakârca çalışmaları sayesinde her geçen gün büyüyen Asil Çelik işverenliği, şimdi kriz bahanesiyle faturayı işçilere, çalışanlara kesmeye çalışıyor. Asil Çelik’te çalışan emekçileri, krizi gerekçe göstererek işten çıkarma tehditleriyle terbiye etmeye, ücretsiz izne çıkmaya zorluyor.
Çok zor ve ağır koşullarda ölümle burun buruna gelme pahasına, gece gündüz çalışıp evlerine ekmek götürmeye çalışan Asil Çelik işçileri, şimdi bunun karşılığını almak için mücadele veriyorlar.
İşçilere “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” amacıyla yapılan bu istismarcı ve hak tanımaz tavrı kabul etmemizi kimse beklemesin. Krizi işçiler, emekçiler ve emeğiyle geçinmek zorunda olan insanlar çıkarmadı.
Kârlar katlanırken daha fazla üretim, daha fazla çalışma isteyip kazandıklarından pay vermeye yanaşmayan işverenler, birazcık sıkıştıklarında kasalarındaki veya banka hesaplarındaki paralarla daha çok para kazanıp, işçilere kapıyı göstermeyi maharet sanıyorlar.
“Hamdolsun iyiyiz, kriz bize teğet geçer” diyen Sayın Başbakan “ümüğümüzü sıktırtmayız” dediği IMF ile işçilerin ümüğünü sıkması karşılığında mı anlaştı? Çünkü işverenler krizle birlikte çoktan işçilerin ümüğüne çökmeye başladılar bile.
Hükümet gereksiz işlerle uğraşmayı bir yana bırakıp bir an önce artan işsizliğe, giderek küçülen ekonomiye çare bulmalı ve işçilerin mağdur olmasını engelleyecek tedbirleri bir an önce almalıdır.
“ARTIK YETER!” diyoruz! Emeğiyle geçinmek zorunda olan işçilerin ekmeğiyle oynamasınlar. Bıçak kemiğe dayandı, geri adım atacak yerimiz kalmadı. Haklarımızı gasp ettirmeyeceğiz.
Asil Çelik işçileri “Krizin faturasını sorumluları ödesin”, “Ücretsiz izin dayatmasına hayır”, “İşten atılmalar yasaklansın” talepleri ile tüm işçi sınıfı ve emekçi halk adına YÜRÜYOR!