
UİD-DER’in sitesinde üç gün boyunca 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü ve önemini anlatan çok güzel ve anlamlı bir akış yayınlandı. Biz emekçiler için neden bu kadar önemli ve değerli olduğu tarihçesiyle olsun, mücadele geleneğiyle olsun o kadar güzel bir şekilde işlenmiş ki akışı takip ederken hem duygulandık hem coştuk. Bir taraftan böylesi bir günü kadınıyla erkeğiyle işçi sınıfı olarak kalabalık meydanlarda kutlayamadığımız için içimiz buruldu, ama bir taraftan da her şeye rağmen bir aradaydık diye sevindik. Çünkü bizleri bir araya getiren işçi sınıfının mücadele geleneğine sahip çıkıp bizlere taşıyan aktarma kayışımız ve mücadele örgütümüz UİD-DER var. Sitede dünyanın dört bir yanından emekçi kardeşlerimizle birlikte aynı coşkuyu yaşadık. Burjuvazinin içini boşaltmaya çalıştığı, hediyeler alınıp verilen bir tüketim günü yapmaya çalıştığı 8 Mart, “kadınlar günü” değildir. Uzun iş saatlerine, eşitsizliğe, sistemin yarattığı haksız savaşlara, şiddete, sömürüye ve cins ayrımcılığına karşı verdiği mücadelenin simgesidir 8 Mart. O yüzden bizler işçi sınıfı olarak bu güne kadınıyla erkeğiyle sahip çıkıyoruz. Yaşar Kemal ne güzel anlatmış şiirinde;
Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar
Hür ve mesut bir şarkı halinde
Penceremizden uzanır nur.
İstediğimiz şekilde doğar gün,
Dilediğimiz gibi yağar yağmur.
Gökyüzüne hayranlığımız biter;
Kapımıza çırılçıplak gelen bahar,
Bir tohum halinde toprağa düşer.
Bizim için başka türlü eser rüzgâr
Bahçelerin aşinalığı artar.
Herkes gibi biz de doyasıya yaşarız hayatı.