
İzmit Aslan Bey Organize Sanayi Sitesinde kurulu olan Tezcan Galvaniz’de kriz bahanesiyle 39 işçi işten atıldı. Bunun üzerine işten atılan işçiler fabrika önünde direnişe başladılar. İşçiler Birleşik Metal-İş sendikasında kısa bir süre önce örgütlenmişlerdi. Sendikanın yetki almasından sonra patron 39 işçiyi işten çıkardı ve bu sayının artacağını duyurdu. Fabrikada 390 kişi çalışıyor ve bunların 280’i sendikaya üye, diğer işçiler ise kapsam dışı durumunda.
UİD-DER üyeleri olarak direnişte olan işçi arkadaşlara destek vermek için fabrika önüne gittik. Gittiğimizde işçi arkadaşlar tarafından sıcak bir şekilde karşılandık. Sonra yaşadıkları süreçle ilgili sohbetler ettik. Konuştuğumuz bir işçi arkadaş, fabrikanın 1999 yılında faaliyete girdiğini, ilk açıldığında tek bir bölüm iken bugün 32 bölüme ulaştığını belirterek, “bu fabrikayı biz bu hale getirdik, bunun karşılığında ise işten atıldık. Bizler barış taraftarıyken patron kavga istedi, biz de bu kavgada kararlıyız. İşe geri alınana kadar mücadeleye devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız. Buradaki asıl amacın örgütlülüğü yok etmek olduğunu biliyoruz, yaşanan kriz de bunun için bir fırsat oldu. Geçen yıl şirketin kârının 190 trilyon olduğunu, şimdi ise zarar ettiğini anlatıp duruyor bize patronumuz. Kâr ederken paylaşmadık ama şirket zarar edince bunun faturası bize kesildi. Ama biz bu faturayı kabul etmiyoruz, bunun için de mücadele etmekte kararlıyız” diyordu. Daha önce fabrikada Birleşik-Metal-İş sendikasının olduğunu, patronun oyunlarıyla sendikanın yetkisini yitirdiğini, yaşanan sıkıntılarla birlikte bir araya gelip tekrar sendikalı olduklarını, patronun ise sendikayı istemediğini belirtiyordu işçi arkadaşlar.
Örgütlenme sürecinde iki üç arkadaşlarını Türk-Metal’e yolladıklarını, ama diğer taraftan Birleşik-Metal-İş’te örgütlendiklerini, bunu duyan patronun çok şaşırdığını anlattılar. Çünkü patronun Türk-Metal’e bir itirazının olmadığını, ama Birleşik-Metal-İş’i istemediğini, onun kavgacı bir sendika olduğunu söyleyip işçileri kandırmaya çalıştığını ekliyordu bir kardeşimiz. “Eğer zarar ediyorsa fabrikayı bize bıraksın biz burayı yönetiriz” diyordu bir işçi ağabey ve ekliyordu, “bizlere bir sürü oyunlar oynanıyor ama bizler buna hazırlıklıyız.” Bu sürece gelmeden eğitim toplantıları yaptıklarını, yaşanacakları önceden konuşup tartıştıklarını, buradan dönüşün olmadığını, sonuna kadar mücadele edeceklerini söylüyorlardı hep bir ağızdan. Direnişe, Kocaeli TMMOB üyeleri de destek için geldiler. Hep birlikte “krizin faturası patronlara, direne direne kazanacağız, Tezcan işçisi yalnız değildir, işveren şaşırma sabrımızı taşırma” gibi sloganları haykırdık.
Ekonomik kriz giderek derinleşiyor patronlar sınıfı ise krizin faturasını bizlere çıkarmaya çalışıyor. Eğer, biz işçiler mücadele etmezsek ve birlikte hareket etmezsek bu faturayı hep birlikte ödeyeceğiz. Birlikte olduğumuzda bu faturayı patronlara kesebiliriz. Bunun için hepimize iş düşüyor ve mücadele etmekten başka çaremiz yok.
Tezcan işçisi yalnız değildir!
Yaşasın sınıf dayanışması!