
Kapitalizm küreselleştikçe dünya işçi sınıfının kaderi ortaklaştı. Dünyanın herhangi bir ülkesindeki direniş ya da grev diğer ülkeleri etkileyebiliyor. Bu etki sadece mücadeleci işçilere cesaret ve direnç kazandırmıyor. Aynı zamanda birbirine sıkı sıkıya bağlı olan üretimi de etkiliyor. Dünya küresel bir bant sistemine dönüşmüş durumda. Bir ülkedeki grev diğer bir ülkedeki üretimi belirliyor. Bunun bir örneğini çalıştığım işyerinde gördüm.
Geçen hafta işyerinde çalıştığım bölümde iki günlük bir durgunluk yaşandı. Durgunluğun nedeni haftalar önce verilen parça siparişinin belirlenen tarihte bizlere ulaşmamasıydı. Çünkü parça siparişinin yapıldığı Belçika’da işçiler bir günlük grev kararı almışlar. Belçika’daki ACV, ABVV ve ACLVB sendikaları 25 Şubat’ta ulusal bir eylem ve grev düzenlediler. Greve birçok sektörden işyeri katıldığı için verilen siparişlerde aksaklıklar yaşanmış.
Belçika’da Meslekler Arası Anlaşma (IPA), sendikalar ve işverenler tarafından her iki yılda bir müzakere edilen ulusal ve sektörler arası bir anlaşma. IPA özel sektörde ücret müzakereleri için çerçeve oluşturuyor. Bu sene oluşturulan kurulda işverenler iki yılda % 0,4’lük ücret artışı teklif ediyor. Bu düşük zam teklifine birçok sendikadan tepkiler geliyor. ABVV sendikası yaptığı açıklamada tepkisini şöyle ifade etti: “Belçikalı işçiler her yıl daha üretken hale geliyor, saat başına daha fazla üretim yapıyorlar. Bu ekstra kâr, gerçek ücretlere yansıtılmalıdır. Ancak reel ücretlerin son yıllarda durgunlaştığını görüyoruz.” Sendika yaptığı açıklamanın devamında koronavirüsü bahane eden patronların haksız bir şekilde servetlerini nasıl arttırdıklarına da dikkat çekti: “Korona krizi aynı zamanda toplumumuzdaki eşitsizliği de arttırıyor. Milyarderler sermayelerini arttırdıkça işçi sınıfı yoksullaşıyor. Sonuç olarak, satın alma gücü düşüyor ve ekonomik kriz derinleşiyor. Bu da hepimizin yaşamını doğrudan etkiliyor. Güvencesiz, sözleşmeli ve düşük maaşla çalışan işçiler her geçen gün daha fazla mali sorunla karşı karşıya kalıyor.”
Belçika işçi sınıfının yaşadığı bu sorunlar bizlere ne kadar da tanıdık geliyor. Bugün dünyanın birçok yerinde sermaye sınıfı işçilerin kazanılmış haklarına saldırıyor. Patronlar çeşitli gerekçeleri öne sürerek bu saldırıların üstünü örtmeye çalışıyor. Ama görüldüğü gibi patronların bu hamleleri nafile! İşçiler patronların yalanlarına ve ikiyüzlülüklerine grevlerle cevap veriyor. Ben çalıştığım işyerinde işçilerin üretimden gelen güçlerinin dünya çapında nasıl etkili bir silaha dönüşebildiğini görmüş oldum. Dünyadaki diğer işçi kardeşlerimizle sorunlarımız da çözümlerimiz de ortak. Yeter ki işçilerin birliği pekişsin. İşte o zaman dünyanın nasıl da yerinden oynayacağını düzen sahiplerine göstermiş oluruz.