İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi, Türkiye’de 2013 ilâ 2020 yılları arasında gerçekleşen intiharlara ilişkin bir rapor yayınladı. Rapora göre son sekiz yılda en az 502 işçi ve emekçi intihar ederek hayatına son verdi.
İSİG Meclisinin araştırmasına göre işçi ve emekçiler arasında görülen intiharların yarıya yakını borç, işsizlik ve mobbingten kaynaklanıyor. Kayıtların yetersizliği nedeniyle işçi intiharlarının diğer yarısının nedenlerinin tespit edilemediği belirtiliyor. İntihar vakaları en çok İstanbul (65), Kocaeli (40) ve İzmir (34) gibi büyük şehirlerde ve en çok ticaret-büro (%30), güvenlik (%10), inşaat (%7), tarım/orman (%7) ve metal (%7) işkollarında görüldü. 2013’te 15 işçi intihar ederken 2016’da 89 işçi, 2020’de ise 75 işçi intihar etti. İSİG Meclisi yayınladığı bu raporla “iş cinayetlerine ve işçi intiharlarına karşı örgütlenelim” çağrısı yaptı.
Meclisin verilerine göre Şubat ayında en az 138 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İş cinayetlerinde olduğu gibi işçi intiharlarında da asıl sorumlu bu sömürü düzenidir. Meclisin raporunda da değinildiği gibi işçi intiharlarının temel sebepleri “borç, işsizlik ve mobbing”tir. Yani düşük ücretlerden, geçim sıkıntısından kaynaklanan, işçi ailelerinde kaygı ve gerginlik yaratan sorunlar; açlık, çaresizlik ve değersizlik hissi anlamına gelen işsizlik; örgütsüzlük nedeniyle baskılara karşı koyamamak yıkıcı sonuçlar yaratıyor. İşçi ve emekçileri intihara sürüklüyor. Tüm bu sorunlar sömürü ve eşitsizlik üzerine kurulu zalim kapitalist düzenden kaynaklanıyor. Sömürü düzeni dünya yüzünden silinmediği sürece bu sorunlar daha da derinleşiyor. Ama egemenler bu ülkede yoksulluk olmadığı yalanlarını tekrar etmekten geri durmuyorlar. İntiharların münferit ve psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklı olduğunu iddia ediyorlar. Kendi zenginlikleri ve iktidarları uğruna yitip giden canları görmeyelim, duymayalım istiyorlar.
İşçi ve emekçilere yaşamı zehir eden, sınıfımızın insanlarını derin bir mutsuzluk ve çaresizliğe iterek yaşamdan koparan kapitalist sömürü düzenine karşı örgütlenmek tam da bu nedenle yaşama tutunmak anlamına geliyor.