ABD’nin Alabama eyaletinde Warrior Met şirketinin kömür madenlerinde çalışan 1100 maden işçisi greve çıktı. Amerika Birleşik Maden İşçileri Sendikası’na (UMWA) üye işçiler, talep ettikleri ücretin kabul edilmemesi karşısında 1 Nisanda iş bıraktı.
2016’da iflas edeceği gerekçesiyle işçilere sefalet ücreti dayatan maden şirketi, aradan geçen beş yıla rağmen düşük ücret politikasını sürdürüyor. İşçilere yönelik baskıyı ve hak gasplarını arttırıyor. İşçiler 2016 yılındaki ücret kaybını telafi edecek bir ücret artışı talep ediyorlar. Hastalık izni gibi haklarının tanınmasını, para cezalarının ve baskının sona erdirilmesini istiyorlar. Artık temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak duruma geldiklerini, aldıkları ücretin 2009 yılında aldıkları ücretin bile gerisinde kaldığını dile getiriyorlar. Ücretlerinin diğer büyük maden şirketlerinde çalışan işçilerin de çok gerisinde olduğunu söyleyen işçiler, saatlik ücretlerinde 6 dolarlık artış talep ediyorlar. İşçilerin greve çıkmasının ardından maden şirketi saatlik ücrete 1 dolarlık zam teklif etti. Sendikayla geçici bir sözleşme düzenlendi. Fakat işçiler bu ücret artışının kabul edilemez olduğunu dile getirerek sözleşmeyi reddettiler. Sözleşme maddelerinin açıklanması sırasında işçiler salonu terk ettiler ve greve devam etme kararı aldılar. Böylece 40 yıl aradan sonra dev maden sahasında gerçekleşen ilk greve imza attılar.
Kovid-19 salgınını bahane eden egemenler, işçilerin toplu olarak grev alanında bulunmasını yasaklıyor. Grev alanına kolluk kuvvetleri yığıyor. İşçilerse bunun madene getirilen grev kırıcıların grevci işçiler tarafından engellenmesinin önüne geçmek için yapıldığını söylüyor. Öte yandan diğer maden şirketlerinde işten atılan ve Warrior Met tarafından grev kırıcılık yapmaları istenen işçiler grevci işçilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar. Bu anlamlı dayanışma örneğinin yanı sıra siyah emekçilere karşı ırkçılığın yoğun olduğu Alabama’da siyah ve beyaz maden işçilerinin omuz omuza, karalılıkla mücadele etmesi grevi daha da anlamlı kılıyor. Yan yana mücadele eden işçiler aralarında kopmaz bir kardeşlik bağı oluştuğunu belirtiyor ve dayanışma çağrısında bulunuyorlar.