Eşim ve ben UİD-DER’imizin 1 Mayıs yayın akışını coşku ve heyecanla takip ettik. Birkaç günlük yayın akışı gibi görünse de muazzam bir bilgi birikimi ve emekle yoğrulmuş mücadeleci UİD-DER’li işçilerin emeği, elleri vardı her saniyesinde. Bu işi bu kadar güzel ve değerli yapan da insanlığın kurtuluşuna adanmış yüreklerin bir arada mücadele etmesi ve tüm dünya işçi sınıfını örgütlü mücadeleye katmaya çalışmasıdır.
Dünyanın her tarafından işçi kardeşlerimizin mesajları, coşkulu ve anlamlı 1 Mayıs kutlamalarının görüntülerini yan yanaymışçasına izledik. Asla yalnız olmadığımızı ve Adnan Yücel’in dizelerinde dediği gibi, “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” var güçleriyle mücadele edecek işçi dostlarımızın bizimle olduğunu, bir kez daha tüm kalbimizle hissettik. İşçi sınıfının ozanı Nâzım Hikmet’e işçilerin gönderdiği karanfil gibiydi UİD-DER’in bizlere ulaşması.
İşçi sınıfı için en önemli adımlardan 1 Mayıs’ın anlamını ve önemini bir kez daha gördük. Albert Parsons, August Spies ve canlarını işçi sınıfı mücadelesi uğrunda hiçe sayan işçi önderlerini, onların mücadelesine omuz veren işçileri gözümüz yaşlı ama gururla izledik. Salgın hastalık bahanesiyle işçilerin tüm kazanılmış haklarına saldıran, sindirmeye çalışan egemenlere inat, UİD-DER’li işçiler işçi sınıfının mücadelesini büyütmeye ve yaşatmaya devam ediyorlar.
Etkinlik programını salonda ya da meydanlarda izleyemesek de yine coşkuyla ve her anında bir şeyler öğrenerek ekrandan takip ettik. Şimdi uzaklardayız belki ama gönlümüz hüzünle dolmadı. Aksine UİD-DER’li işçilerin daima bizimle ve tüm işçilerin yanında olduğunu biliyoruz.