Tüm dünyada otoriterleşme, hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar hız kazanıyor. Demokrasinin beşiği denilen Avrupa ülkeleri de dâhil dünyamız kapitalizmin yarattığı sorunlarla boğuşuyor. Siyasal ve sendikal haklara yönelik saldırılar, saldırgan göçmen politikaları, artan nefret dili… Ancak egemenler saldırganlaştıkça işçi sınıfının bu saldırılara karşı mücadelesi de dayanışması da büyüyor.
İtalya’da Fedex TNT işçilerininmücadelesi sürüyor. Sendika düşmanı Fedex TNT lojistik şirketi, SI Cobas sendikasının örgütlü olduğu şubelerini kapatarak işçilerin örgütlülüğünü dağıtmak istiyor. Ancak 2020’den beri işçiler bu saldırıya karşı mücadele ediyor. Sendika liderleri tutuklandı, protesto gösterilerine katılan göçmen işçiler sınır dışı edildi, yüzlerce işçi işten atıldı, işçilere para cezaları kesildi. Ama işçiler yılmadı. Fedex TNT işçileri sendika haklarını savunmak, sendikalarına sahip çıkmak için 4 ve 12 Mayısta yürüyüşler gerçekleştirdi. İşçiler 4 Mayısta Roma’da, 12 Mayısta ise Milan’da toplanarak patronlara ve onların temsilcisi Demokrat Parti’ye tepkilerini dile getirdiler.
Fransa’da yoğun bakım hemşireleri 11 Mayısta bir grev gerçekleştirdi. CGT sendikasına üye yüzlerce sağlık işçisi, daha iyi bir ücret ve daha iyi çalışma koşulları talep etti. Tıbbi maskelerinin üzerine “Grevde” yazan işçiler, hastanelerin önünde protesto gösterileri düzenledi. Koronavirüs salgını süresince neredeyse tükenme noktasına geldiklerini söyleyen emekçiler, en büyük sorunlarının düşük ücretler ve eksik personel olduğunu dile getirdiler. İşçiler aynı zamanda hastanelerdeki yoğun bakım yataklarının arttırılmasını ve nitelikli ekipman sağlanmasını talep ediyorlar.
Yunanistan’da ise sendikaların ve pek çok meslek örgütünün karşı çıktığı, çalışma saatlerini esnekleştiren yani aslında uzatan yasa değişikliğine tepkiler sürüyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Yunanistan’da da yeni saldırı paketleri işçiler için sanki iyi bir şeymiş gibi müjdelerle sunuluyor. Yunanistan çalışma bakanı Kostis Hatzidakis, mevcut iş yasalarını “modası geçmiş” olarak adlandırıp bu yasaları günümüze uygun bir şekilde değiştireceklerini açıkladı. Ancak sendikalar bu değişikliğin 8 saatlik işgününü 10 saate çıkartacağını belirtiyor. Hükümetin beş günlük çalışma haftasını ve toplu iş sözleşmelerini ortadan kaldırmayı amaçladığını ifade eden sendikalar, 6 ve 12 Mayısta grev ve yürüyüşlerle protesto gösterileri düzenledi. “21. yüzyılın kölesi olmayacağız!” diye haykıran emekçiler tasarının geri çekilmesi için mücadeleye devam edeceklerini belirtiyor.