
2755! Bu sayı her sene dünya çapında açıklanan dolar milyarderlerinin bu seneki sayısı. Forbes dergisinin açıkladığı bu sayı geçen yılkine göre 660 kişi daha fazla… Üstelik bu artış çürümüş kapitalist sistemin dünya halklarına karanlığı yaşattığı bir dönemde gerçekleşti. Bu artış milyarlarca insan yoksullukla mücadele ederken, milyonlarca insan topraklarından koparılıp göç etmek zorunda bırakılırken, yüzbinlerce insan dünyanın her yanında iş cinayetlerine kurban edilirken gerçekleşti. Bu artış dünyanın her yerindeki çocuklarımız önlenebilir hastalıklardan ölürken gerçekleşti. Bu artış “insanlık olarak felâketle karşı karşıyayız, koronavirüsle savaş halindeyiz” çığlıklarının atıldığı ama üç beş şirket kâr etmeye devam etsin diye insanların ölmeye devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.
Kapitalist sistemin efendileri dünya çapında yükselttikleri yalanlarla Covid-19 pandemisini yaşanan ekonomik krizin ve tüm sorunların kaynağıymış gibi algılatmaya çalışıyor. Ama gelinen noktada orta yerde duran gerçekler yaşanan sorunların kaynağının kapitalizmin ta kendisi olduğunu göstermektedir.
Milyarderler listesini açıklayan Forbes 493 kişi ile listede rekor sayıda yeni katılım olduğunu ve geçmişte listeden düşen 250 kişinin “kükreyerek” döndüğünü vurgulamaktan geri kalmıyor. 177 milyar dolarlık serveti ile listenin en tepesinde yer alan Amazon patronu Jeff Bezos’u 151 milyar dolar ile Tesla CEO’su Elon Musk izliyor. Bu iki ismin en belirleyici ortak özelliği ise emek sömürüsünde gösterdikleri ilerlemedir.
İşçi Dayanışması bülteninde yakın zaman önce çıkan “Sermayenin Sendika Düşmanlığı” [1] yazısında tüm bu milyarları yaratan işçilerin en temel demokratik hakkı olan sendikalaşmanın ülke fark etmeksizin sermayedarlar tarafından nasıl engellendiği anlatılıyordu. Sorunun para değil, sınıf tutumu olduğu, işçilerin örgütlenmesine karşı her türlü düşmanca tutumun bu nedenle alındığı belirtiliyordu. Dünya çapında 1,3 milyonu aşan insanın emeğiyle büyüyen Amazon’da işçiler 15 dakikalık molalarını mola yerine yürüyerek harcıyor, makineler bozulmasın diye klimaların çalıştırılmaması yüzünden sıcaktan bayılıyor, tuvalet izni almaktan korktukları için pet şişe kullanıyor, aşırı stres yüzünden iş kazası geçiriyor, yoğun çalışma temposuna dayanamadıkları için hastaneye kaldırılıyorlar. Kapitalizmin zirvesini temsil eden Bezos işçiler için en ilkel koşulları dahi çok görmektedir. Elon Musk ise işçi düşmanlığını son olarak Almanya’da kurulan elektrikli araç fabrikasında işçilerin toplu sözleşme hakkını gasp ederek göstermişti. Elindeki milyarları arttırmak için kripto para spekülatörlüğü yapmaktan, türlü yolsuzluklardan geri durmayan bu doymak bilmez kodaman, arsızlıkta arşa çıkarak çalışanların “dünyayı değiştirmek” istiyorlarsa haftada 80 ilâ 100 saat çalışmaları gerektiğini söylemişti!
Bu açıklamalar, bu istatistikler, bu çelişkiler kapitalistlerin bizleri nasıl aşağıladıklarının göstergesidir, bu milyarlar bizden çalınanların sadece bir kısmıdır. Bu çürümüş sistemin bizim hayatımızdaki karşılığını tek bir istatistik ile görebiliriz. Yalnızca pandemi başlangıcından bu yana milyarderlerin servetlerinde yaşanan artışla, iyice yoksulluğa sürüklenen yüz milyonlar bu durumdan kurtarılabilir, aşılama dünya çapında bitirilebilirdi!
Ve bir istatistik de biz verelim: Sizler bir avuçsunuz bizler milyarlar. Gün gelecek örgütlü işçi sınıfı olarak bizden çaldıklarınızın hesabını soracağız!