
Geçen gün mahallemizde yine elektrikler kesilmişti. Bu son bir ay içerisindeki beşinci ya da altıncı kesintiydi sanırım. Üst üste yaşanan bu kesintilerden dolayı evdeki herkes gergindi. Babam odada dolanırken “bilerek mi Pazar gününü seçiyorlar anlamıyorum ki!” diye söyleniyordu. Sonra kardeşim “aşağıdaki trafoda bir arıza varmış ve yenilenmesi gerekiyormuş. Ama çok maliyetli olduğu için böyle kesintiler yaparak idareli tamiratlarla geçiştiriyorlar” diyerek karşılık verdi. Bu bizi daha da sinirlendirdi tabi. Annem de, içten içe canı sıkılsa da bizi sakinleştirmeye çalışıyor, bir yandan da ellerini iki yana açarak “ne yapabiliriz ki, gelmesini bekleyeceğiz” diyordu. Annemin sorduğu bu soru üzerine önce bir sessizlik oldu. Sonra, bu basit sorunun hayatımızın her alanında karşımıza çıktığını fark ettim.
UİD-DER’li arkadaşlarla bir araya geldiğimiz bir kahvaltı sofrasında, çaylarımızı yudumlarken bu olayı anlattım. Bu soruyu hep birlikte bir kez daha sorduk. Hayatın hemen her alanındaki çeşitli sorunlar karşısında “ne yapabiliriz?” diyoruz ve cevaplarımızı da sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Arkadaşlardan birisi mezun olduktan sonra, uzun zamandır iş aradığından ve bulamadığından yakınarak şöyle diyordu: “Okulumu elimden geldiğince iyi bir şekilde bitirmeye çalıştım. Türkiye’yi karış karış gezerek nerede işe alım varsa mülakata girdim. Bir türlü olumlu bir sonuç alamıyorum. Denemediğim yöntem kalmadı. Sadece ben değil benim gibi milyonlar var. Genç işsizlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ama elimden bir şey gelmiyor. Ne yapabilirim?”
Bir başka arkadaş ise bu soruya soruyla karşılık verdi: “Ben bir haftadır evimdeki interneti kullanamıyorum. Yetkili firma ile görüşmeme rağmen bir sonuç alamadım. Tüm mahallede internet kesik üstelik. Ama tek tek arayıp anlatınca ciddiye almıyorlar. ‘O zaman iptal ettirmek istiyorum aboneliğimi’ diyorum, bu sefer de bir sürü şart koşup yüklü bir maliyet çıkarıyorlar. Hâlbuki tüm mahalle ortak tepki versek, hemen düzelttirebiliriz. Sen milyonlarca üniversite mezunu işsizin sorununa ‘ben ne yapabilirim?’ diyorsun. Ben de sana diyorum ki, tek başına parasını ödediğin interneti bile kapatamıyorsun. Var sen buradan hesap et. O halde ilk olarak soruyu değiştirerek başlayalım işe. Biz ne yapabiliriz?”
Basit bir elektrik kesintisinden hayat pahalılığına, gençleri uçuruma sürükleyen işsizlikten çevre sorununa kadar bir yığın sorunun çözümü aynı yoldan geçiyor. Yani bir araya gelmekten, örgütlenmekten. Bu ister mahallemizde, ister okuduğumuz okulda, ister çalıştığımız işyerinde olsun hiç fark etmiyor. Bunu da ortak bir mücadele geleneği altında, ortak bir bilinç ve akılla hareket ederek, sınıfımızın deneyimlerinden yararlanarak yapabiliriz. Ancak bir araya gelerek sesimizi duyurabiliriz. Bir olursak bu sorunların muhatapları olan bizleri görmezden gelenleri bir çözüme zorlayabiliriz.
Bizler şanslıyız, mücadele örgütümüz UİD-DER bize bu olanakları sonuna kadar sunuyor. Bu sayede biliyoruz yalnız olmadığımızı ve örgütlenerek güçleneceğimizi. Kapitalist sistemin yarattığı sorunların üstesinden bu sayede geleceğimizi. Tıpkı UİD-DER Müzik Topluluğunun bir şarkısında dediği gibi; “Tek başına ne yaparım diye düşünme, milyonların içinde yalnız değilsin!”