
İşten atmalar, baskılar, sendika düşmanlığı… İşçiler bu gidişe dur demek için Trakya’nın farklı sanayi bölgelerinde bir süredir grev ve direnişler gerçekleştiriyorlar. Çerkezköy’de Adkotürk ve Hakan Plastik işçileri, Çorlu’da ise Bel Karper işçileri… Onlara dayanışma ziyareti gerçekleştirmek için biz de UİD-DER’li işçiler olarak İstanbul’dan yola çıktık ve Trakya’ya gittik.
Ayçiçek ve buğday tarlaları arasında süren yolculuğumuzun ilk durağı Hakan Plastik oldu. Oradaki süreç kısaca şu şekilde ilerlemişti: DİSK Lastik-İş sendikasında örgütlü Hakan Plastik işçileri şirketin düşük zam teklifine karşı bir süredir grevdeler. Fabrikada 300’ün üzerinde işçi çalışıyor. Farklı farklı şehirlerden gelen işçiler grev çadırında birleşmiş ve aynı mücadeleyi veriyorlar. Yaratılan yapay ayrımlara kanmamamız gerektiğini konuştuk onlarla, işçilerin sınıf kimliğini kuşanmasının, işçi sınıfı çatısı altında toplanmasının önemini konuştuk. Bizimle yemeklerini paylaştılar, hep beraber sıcak çaylarımızı içtik. Dayanışmanın, sınıf dayanışmasının önemi üzerine konuştuk.
Hakan Plastik’te yaptığımız ziyaret sonrası bindik arabaya ve bölgede devam eden Adkotürk direnişini ziyaret etmeye gittik. Fakat yalnız değildik. Hakan Plastik grevcileriyle birlikte konvoy oluşturmuştuk. Adkotürk’e birlikte bir dayanışma ziyareti gerçekleştirme teklifimize çok sıcak bakmıştı Hakan Plastik işçileri… Yolda durup Trakya oyunları oynandı, yol boyunca sendika flamaları sallandı, UİD-DER Müzik Grubumuzun ezgileri çalındı. Yani dayanışma ziyaretimizi dosta düşmana duyurarak gittik.
Sendikalaştıkları için işten atılan Tekgıda-İş üyesi Adkotürk işçilerinin yanına geldiğimizde, onlar da coşkuyla sloganlar atıp alkışlarla karşıladılar bizi... Gittiğimiz saat tam da diğer işçilerin vardiya değişim saati olduğu için yollardan geçen içi dolu işçi servisleri de bu coşkuya ortak oldular. Onlar da kornalarla selam gönderdiler, el salladılar, destek verdiler grev ve direnişteki işçilere… Ziyaret boyunca kararlı sloganlar atıldı, mücadele deneyimleri ortaklaştırıldı, işçiler tam anlamıyla birlik oldu. “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganları civardaki tüm fabrikaların duvarlarında yankılandı.
Hakan Plastik ve Adkotürk işçileri Çorlu’daki Bel Karper işçilerine selam gönderdiler, mücadelelerinin ortak olduğunu vurguladılar. Coşkulu ortam uzun süre devam etti ve daha sonra Hakan Plastik işçileri vedalaşarak grev çadırlarına döndüler. Bizde Adkotürk işçileriyle sohbet etmeye devam ettik. Oradaki kadın işçiler o kadar coşkulu, moralleri yüksek ve inançlılardı ki o saate kadar olan yorgunluğumuzu unuttuk, dolu dolu sohbet ettik. Ziyaretimizin moral olduğunu, kendilerini daha güçlü hissettiklerini söyledi kadın işçiler. Ben de oradaki ablalara, bu şekilde haklarının peşinden gitmelerinin, mücadele etmelerinin genç işçilere örnek olduğunu, umudumuzu arttırdığını söyledim. Gözlerinin içi parlıyordu işçi ablaların. İşçi Dayanışması gazetemizi verdik ve alıp sahiplendiler hemen. Karadenizli bir ablayla gazetemizdeki “Ya Onlar Ya Biz” yazısı üzerine sohbet ettik. Sanki uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi hissetmiştim. Bu güzel insanlarla daha kalabalık bir şekilde görüşmek üzere ayrıldık ve yine yola çıktık.
Rotamızın yeni adresi ise Bel Karper grev alanıydı. Orada da işçiler haftalardır mücadele ediyorlar. Aslında Bel Karper grevine uzun zamandır gidip geliyoruz, onların mücadelelerine destek veriyoruz. Şimdi yine destek vermeye ve onlara gönderilen selamı iletmeye gidiyoruz. Başta tüm bölgelerden UİD-DER’li işçilerin ve Hakan Plastik, Adkotürk işçilerinin yolladığı selamı Bel Karper işçilerine ilettik. Selamı aldılar ve onlar da tüm sınıf dostlarına selam yolladılar. Orada da semaverde demlenen çayımızı içtik, işçilerle sohbet ettik. İşçi Dayanışması gazetemizi onlara ulaştırdık.
Trakya’da işçiler baskılara rağmen kadını erkeğiyle, çoluk çocuğuyla mücadele etmeye devam ediyorlar. Bu kararlılıkları ve azimleri olduğu sürece mücadeleyi kazanacaklarına şüphemiz yok. Binlerce fabrikanın olduğu Trakya bölgesinde sendikalaşma oranı maalesef ki çok düşük fakat yaşanan bu mücadeleler kazanımlarla sonuçlandığı ve deneyimler diğer fabrikalara da aktarıldığı takdirde bu durum değişecek. Buna inanıyoruz. Yaşasın Sınıf Dayanışması!