
Çeşitli bilim ve ekonomi çalışmalarında grafikler ve eğriler sıklıkla kullanılır. Özellikle de iktisatçılar sık kullanırlar bu grafikleri. Bu grafikler sayesinde, çeşitli değerlerin birbirlerine göre artış ve/veya azalışlarını görebilir, gösterebiliriz. Mesela yatay ve düşey eksenli bir grafik düşünelim. Yatay eksende toplumun en zengin %20’lik grubunun geliri, düşey eksende de toplumun en fakir %20’lik grubunun geliri gösterilsin. Belirli zaman aralıklarına göre (yıllara göre diyebiliriz örneğin) zenginlerin ve fakirlerin ortalama gelirleri bu grafiğe girildiğinde öyle bir eğri oluşacaktır ki, zenginlerin geliri arttıkça fakirlerin gelirinin düştüğü görülecektir. Yine benzer bir grafikte de doların lira cinsinden karşılığıyla tüketim mallarının fiyatları olduğunu varsayalım. Aylık ortalama değerler girildiğinde bu sefer de görülecektir ki dolar lira karşısında değer kazandıkça tüketim mallarının fiyatları da artacaktır. Bunun gibi pek çok grafik üretebiliriz günlük hayatımızdan esinlenerek. Verileri doğru girersek grafikler asla yanıltmazlar bizi ve gerçek durumu anlamamıza da çok yardımcı olurlar. Dolar-fiyat grafiğinde olduğu gibi, iktidar sahipleri ne anlatırsa anlatsın, dolar değer kazandıkça fiyatların arttığını kabak gibi gösterir bu grafik bize.
İşte bu grafiklerden, eğrilerden biri de “saray-porsiyon eğrisi”dir. Çeşitli ülkelerde, farklı dönemlerde yapılan araştırmalar göstermiştir ki bir ülkede egemenlere ait sarayların, köşklerin, konakların, villaların sayısı arttıkça veya boyutu büyüdükçe, emekçilere ait porsiyonların yani kursağımıza giren lokmaların boyutları, sayısı küçülmektedir.
Şöyle geriye doğru giderek bir bakarsak bunun ne kadar doğru olduğunu anlarız. Bunun için de yine başka bazı grafiklerden, eğrilerden yararlanabiliriz. Henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait Sarayın olmadığı yıllarda, yani 2014 öncesinde, asgari ücrete çalışan bir işçi maaşıyla 1317 ekmek alabiliyorken, ilerleyen yıllarda bu rakam 700’lere kadar düştü. Benzer şekilde 9 çeyrek altın alınabiliyorken, şimdi 3 çeyrek altın alınabiliyor. O zamanlar asgari ücret 400 dolar civarındayken şimdi ancak 300 dolar ediyor. Bu ne demektir? Gerçekte hem ücretlerimiz hem de alım gücümüz azalıyor. Peki saraylar? Onlar artıyor, büyüyor.
Söz konusu Saray, 2014’te yapıldı ama iş onunla kalmadı. Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak 12 saray ya da köşk kullanıyor. En son 2019 yılında Marmaris’te etrafı beton duvarlarla çevrili 300 odalı yazlık sarayın yapımı tamamlandı. Maliyeti 640 milyon lira. Van Gölü kıyısındaki Ahlat Köşkü’nün yapımı da devam ediyor. Bu köşkün maliyetinin de 125 milyon lirayı bulacağı söyleniyor. Söz konusu 1150 odalı Sarayın maliyetinin ise yaklaşık 1,5 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Tam rakam bilinmiyor çünkü açıklanmıyor. Bu Sarayın günlük gideri de 10 milyon lira civarında…
Velhasılıkelam, sarayların sayısı arttıkça porsiyonlar küçülüyor. Buna da kısaca “saray-porsiyon eğrisi” diyoruz. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde böyle olmuş. Saraylar arttıkça porsiyonlar küçülmüş. En sonunda porsiyonlar o kadar küçülmüş ki neredeyse yok olmuş. O vakit de egemenler kalkıp “ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin” demişler utanmadan… Halk da gereken cevabı vermiş!