9 Temmuzda Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı Tahir Çetin ve maden işçisi Ali Faik İnter, içinde bulundukları aracın takla atması sonucu yaşamını kaybetti. Somalı madenciler Ankara’ya 15 yıldır ödenmeyen tazminatlarının ödenmesi için gittiler. Yani iki madencinin canını alan trafik kazası tazminatlarının ödenmesi için gittikleri Ankara’dan dönüşte yaşandı. Bu nedenle iki madencinin trafik kazası sonucu canlarından olmaları aslında iş cinayetidir, hukuk cinayetidir. Bu ölümlerin sorumlusu Somalı madencilerin tazminatlarının ödenmesi için yıllardır hiçbir şey yapmayan siyasi iktidardır. Somalı madenciler tazminat haklarını mahkeme kararıyla kazandılar. Tazminatları ödenmiş olsaydı madenciler yollara düşüp Ankara’ya gitmek zorunda kalmayacaklardı ve bu trafik kazası da meydana gelmeyecekti.
Somalı madenciler 15 yıldır ödenmeyen tazminatlarının ödenmesi için 17 defa Ankara’ya gittiler. Karşılarına her seferinde polis, jandarma dikildi. Tüm saldırılara karşın mücadelelerine devam ettiler sendikalarıyla birlikte. Aileleri de mücadelelerinde yanlarında oldular.
Somalı madencilerle Ankara’da görüşen AKP’li Mustafa Elitaş dilinin altındaki baklayı yanlışlıkla da olsa çıkardı. Somalı madencilerin tazminatlarının ödenmesinin emsal olacağını söyledi. Dolayısıyla tazminatları yıllardır ödenmeyen diğer madencilerin de, diğer sektördeki işçilerin de tazminatlarını almak için yollara düşmesinden, meydanlara çıkmasından korkuyorlar. AKP ve maden patronlarının asıl korkusu budur.
Başta mücadeleci sendikalar ve işçiler olmak üzere bütün işçilerin haklarını geri almak için mücadele etmesi gerekiyor. Elbette örgütlü işçi sınıfı sülük gibi kanını emen patronlardan hesap sormaya başladığında, gasp edilen haklarını da alacaktır.