
Bizler onlarca yıldır metal sektöründe çalışan kadın işçileriz. İşçilik hayatımız boyunca, geçmiş kuşaktan işçi ağabeylerimizin, ablalarımızın mücadeleyle kazandıkları birçok haktan yararlandık. UİD-DER sayesinde, işçi sınıfının geçmiş mücadele deneyimlerini öğrenme şansımız oldu. Nice yiğitler, bedelleler ödeyerek, işçi sınıfı için mücadele vermişler ve kazanımlar elde etmişler. Bunlardan birisidir Kemal abimiz. Onu, Kemal abimiz yapan, sınıfın işçi önderi yapan şey, sınıf mücadelesindeki samimi tutumu, içtenliği, mücadeleye olan inancı ve adanmışlığıdır. Sınıf sendikacılığı anlayışının gelişmesine olan katkıları nedeniyle birçok işçi bilir adını. Koltuğunda oturmak yerine, sınıfın içinde, işçilerle yan yana, omuz omuza mücadele vermiştir, işçilerle bir bütündür Kemal abimiz. Aramızdan bir kadın arkadaşımız, henüz 8 yaşındayken, babasının 1977 yılında ilk defa katıldığı 1 Mayıs ile adını duymuştur. Öyle güzel bahsedilirmiş ki Kemal abiden, o isim kalmıştır çocuk yüreğinde.
Biz kadın işçiler olarak, geçmiş mücadele deneyimlerini UİD-DER sayesinde kendimize kılavuz aldık. Sebahat ablamız, Kemal abimizi uğurlarken, “Sen işçilerin kalbindesin, bütün işçiler senin arkanda, sen rahat uyu, işçi sınıfı seni unutmayacak Kemal’im” demişti. Evet Kemal abimizi unutmadık. UİD-DER’in dokunduğu her yerde, yeni tohumlar ekiliyor, yeni fidanlar yeşeriyor, boy veriyor. Kemal abimizi de Sebahat ablamızı da unutmayacağız, unutturmayacağız.
UİD-DER’e verdiği bir söyleşide, grev oylaması yapan işçilerin fotoğrafını göstererek şöyle demiş Sebahat abla: “Şu işçilerin güzelliğine bakın.” Şimdi o işçiler, biz kadın işçiler, kendimizi asla yalnız hissetmiyoruz. Mücadele geleneklerimize ve köklerimize derinden bağlıyız. İşte bu bağlılıkla, katillerden ve kapitalist düzenden elbet bir gün hesap soracağız.