
Bu topraklarda işçi sınıfı mücadelesi en ağır zulüm ve haksızlıklar altında yürümüştür. Madencilerin mücadelesi ise bu kara düzen içerisindeki en zorlu şartlarda devam ediyor. Günümüzde dahi en ilkel çalışma şartlarının olduğu, iş kazalarının, toplu iş cinayetlerinin en çok yaşandığı alanlardan olan madenler, tüm bu acı tabloya karşın büyük mücadelelerin de en çok verildiği yerlerdendir. 2014 senesinde yaşanan ve Soma’da 301 işçinin, Ermenek’te 18 işçinin hayatını çalan katliamların üzerinden 7 sene geçmesine rağmen işçilerin hak mücadeleleri hâlâ devam ediyor.
Yer altında olduğu gibi yer üstünde de yaşam hakkı tanınmayan işçilerin mücadeleleri sırasında son olarak Bağımsız Maden-İş Başkanı Tahir Çetin ve maden işçisi Ali Faik İnter hayatını kaybetmişti. Bu ölümlerin sorumlusu da işçilerin alın terinin karşılığını vermeyen hükümet ve patronlar sınıfıdır. Ancak kısa süre önce yayımlanan bir belgesel aracılığıyla tüm yaşananlara rağmen madencilerin mücadelesinin kararlılıkla sürdüğünü bir kez daha gördük. Tahir Çetin ve Ali Faik İnter başta olmak üzere madenlerde yaşamını yitiren tüm madencilere adanan Dayanışma TV’nin hazırladığı “Sarı Baret” adlı belgeselde maden işçilerinin, onların ailelerinin dünden bugüne süren yaşam kavgalarının tam ortasında buluyoruz kendimizi. Rızkını kazanmak için her gün ailesiyle vedalaşan, çocuklarının “baba ne olur gitme” sesleri kulaklarında çınlayan, 6 yaşında babasını maden cinayetinde kaybeden ve o tarihten bu yana madencilerin mücadelesine hayatını adayarak bu uğurda ölen, evlerinin, çocuklarının geleceğinin elinden alınmasıyla tehdit edilen, eşleriyle ve çocuklarıyla birlikte tazminat başta olmak üzere hakları için direnen ak ellerin, aydınlık yüzlerin içerisinde kayboluyoruz. Belgeselde bir kara düzeni ve bu kara düzeni değiştirmek için ak elleriyle mücadele veren maden işçilerini görüyoruz. Biliyoruz ki yaşanan tüm karanlık süreçlere rağmen 1970’lerde 15-16 Haziran’ı doğuran, 1990’larda Büyük Madenci Yürüyüşü ile egemenlere korku salan işçi sınıfı mücadeleden vazgeçmeyecek, birleştikçe ve örgütlendikçe yeni zaferler doğuracaktır.
Son olarak işçi sınıfının mücadelesini sahiplendiği, bunu biz işçilerin gündemine taşıdığı ve emekçi kitlelerin gerçekliğini tüm açıklığıyla ortaya koyduğu için Dayanışma TV’ye emekleri için çok teşekkür ediyoruz. Dünya ve Türkiye işçi sınıfının tarihsel ve güncel mücadele deneyimlerini sürekli takip ederek işçilere ulaştıran, çalışmalarıyla işçi sınıfının mücadelesini güçlendiren Dayanışma TV’ye tüm işçi sınıfı adına şükranlarımızı sunuyoruz.