
Dayanışma TV’nin hazırladığı ve maden işçilerinin kendi ağzından yaşadıklarını anlatan Sarı Baret belgeselini izledik. Öncelikle “gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayınlarını sürdüren Dayanışma TV’ye böylesi güzel bir belgesel hazırladığı için teşekkür ediyoruz.
Belgeselle birlikte hayatının büyük bölümünü karanlıkta geçirip ekmeğini kazanan insanların hak mücadelesine tanık olduk. Sarı baretin, yeraltının zifiri karanlığında ekmek parası için çalışan işçilerin neden en yakın dostu, onların simgesi ve kimliği olduğunu kavradık. Sarı baret o madene inen işçilerdir, hayatını orada yitirenlerdir. İnsan canı önemlidir, değil mi? Kimisinin kolu, bacağı kırılır yedi kat yerin altında veyahut kararır gözleri yani hayatı bir patlamayla. Aldığı nefesle kömür tozu yutar madenciler. İnsan canı kıymetlidir, değil mi? İnsanın tırnağı kanasa canını orada hisseder. Peki, maden işçilerinin canı? Ailelerinin kaygısı, kaybı ve acısı… Madencilerin yaşadıklarını dinlerken etkilenmemek, duygulanmamak mümkün değil. Videoda iş kazası geçirmiş bir işçi ağabeyimiz ekmeğin kokusunu tarif ediyor. Kokladığının sadece kömür kokusu olmadığını, ekmeğin kokusunu duyduğunu anlatıyor. İzlerken videoyu durdurup, düşündük; işçinin emeği, ekmek mücadelesi bu kadar güzel başka nasıl tarif edilebilir? Devam ettik videoya, anlatılanların yüreğimize, aklımıza işlemesine bıraktık kendimizi. Ahlayıp vahlanmadık, acılarına ve mücadelelerine ortak olduk. Öfkemizi büyüttük işçilere zulmedenlere karşı.
İş kazalarıyla gerçekleşen ölümlerin fıtrattan değil gözünü kâr hırsı bürümüş patronların işlediği cinayetlerden olduğunu dile getiriyor ağabeylerimiz. Maden işçileri hiçbir güvenlik önlemi alınmadan iniyorlar madene. Kıdem tazminatları, ödenmemiş ücretleri ve ellerinden alınan diğer hakları için yıllardır mücadele ediyorlar. Ortak acılarıyla, dertleriyle bir araya gelen Somalı, Ermenekli maden işçileri, eşleriyle ve çocuklarıyla büyütüyorlar mücadelelerini. Sınıf mücadelesi içinde büyüyen o küçücük kardeşlerimiz dahi her şeyin farkında. Onların bu yaştaki kararlılıkları, inançları hepimize umut oluyor. Anneleri, babaları, eşleri, çocukları, esnaf hepsi maden işçilerinin yanında. Bilmelisiniz ki bizim yüreğimiz de sizlerle birlikte işçi ağabeylerimiz, kardeşlerimiz. Bu mücadele hepimizin mücadelesi, hepimizin kavgası. İnanıyoruz ki işçi sınıfının çektiği tüm acıların, patronların kâr hırsına kurban edilen tüm canlarımızın hesabı bir gün mutlaka sorulacak. Mücadeleniz, mücadelemizdir.
Yaşasın Sınıf Mücadelesi, Yaşasın İşçi Dayanışması!