Reel ücretler düşüyor ve hayat pahalılığı işçilerin yaşam koşullarını her geçen gün geriye götürüyor. Ücretler baskılanırken, işyerlerindeki çalışma koşulları da ağırlaşıyor. Fakat bu durumda Türkiye’nin dört bir yanından işçilerin itirazları yükseliyor. “Artık yeter” diyen işçiler, sendikal mücadele yürütüyor, haklarını geliştirmeye çalışıyorlar. Keza son dönemde Anadolu’da birçok kent işçilerin grev ve direnişlerine sahne oluyor.
Mastaş işçilerinin grev alanına patron saldırısı
Bursa’da Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu otomobil yan sanayisinde üretim yapan Mastaş’ta toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlandı. Bunun üzerine işçiler 3 Haziranda greve çıktılar. 6 ay süren TİS görüşmelerinde yeni haklar elde etmeyi bekleyen işçiler, Mastaş patronunun var olan hakları da geri almak istemesi üzerine grev dediler. Sendikanın ilk 6 ay için %18 maaş zammı ve ikramiyelerde iyileştirme teklifine işverenin cevabı %15 maaş zammı oldu ve ikramiyeleri kaldırmak istediğini söyledi.
Yaklaşık 3 aydır grevde olan işçilerin sularının kesilmesi üzerine grev çadırı yönetim kapısına taşındı. İşçileri moral olarak çökertmek isteyen ama başaramayan Mastaş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fikri Ünal, grev alanına gelerek işçilere hakaret etti. İşçiler, 200 işçinin istediği zammı vermeyen işverenin bir de su ve elektriği keserek asıl terbiyesizliği yaptığını söylediler. Mastaş’da da işçilerin mücadelesi her türlü engellemelere rağmen devam ediyor.
Akınalbella Terlik’te sendika düşmanlığı
Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Akınalbella Terlik fabrikasında 10 senelik işçi Aydın Göçmen, DİSK Tekstil’e üye olduğu için yaklaşık 1 ay önce makineye zarar verdiği yalanıyla tazminatsız işten atıldı. Haksızlığa boyun eğmeyen Göçmen fabrika önünü terk etmedi ve direnişe başladı. Göçmen’in ardından sendikalı olduğu için işten atılan Suriyeli işçi Muhammed Nebhen de direnişe katıldı.
28 Ağustosta fabrika önünde açıklama yapan DİSK Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, fabrikadaki çalışma koşullarını ve işverenin neden sendika düşmanlığı yaptığını anlattı. Türkmen işçilerin büyük bir bölümünün açlık sınırının altında kalan asgari ücrete çalıştığını, günlük 10 saat çalışmaya rağmen yasanın belirlediği sürenin altında mola süresi (45 dakika) kullanıldığını, işçiye günde 1 bardak su içme hakkı verildiğini, işçilerin haksız yere tazminatsız işten atıldığını ifade etti. İşverenin sendikal çalışmayı duyduktan sonra işten atma saldırısına giriştiğini belirten Türkmen, işçilere gözdağı verilerek sendikal çalışmanın kırılmak istendiğini dile getirdi. İşçilerin e-devlet şifrelerini almaya çalıştığını, 200 lira rüşvet teklif ettiğini ve sonuç alamadığını söyledi. Türkmen, patronların işçileri sömürürken Türk, Kürt, Suriyeli diye ayırmadığını; tüm işçilerin Muhammed ve Aydın gibi ayrım yapmadan birleşip mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Açıklama “Birleşe Birleşe Kazanacağız” sloganıyla sonlandırıldı.