
Afganistan’da bir insanlık trajedisi yaşanıyor. ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararı almasıyla birlikte 40 yılı aşkın süredir savaşın acımasızlığıyla, korkularıyla baş başa bırakılan Afgan halkı büyük bir yıkım yaşıyor. Kadınlar, gençler eziyet görmekten, ölmekten korkuyor. Milyonlarca emekçi tehlikeli yollara düşerek bu yıkımdan ve zulümden kaçmaya çalışıyor. Kabil havalimanı pistini dolduran binlerce insan Taliban’dan ve kızışacağı belli olan savaştan kaçmak için uçaklara binmeye çalıştı. ABD’nin C-17 askeri nakliyat uçaklarından aşağıya düşen insanların görüntüleri hepimizi isyan ettirdi. Bu nasıl bir çaresizlik olmalı ki insanlar böyle riskli bir şeyi göze alabiliyorlar diye sorduk kendimize.
Ancak çok geçmeden ABD’li bir firma bu görüntülerin üzerine basıldığı “Kabil Atlama Kulübü” yazan tişörtleri satışa çıkardı. Düşünebiliyor musunuz? Milyonlarca insanın çaresizliğini gösteren bu görüntü satılmak üzere tişört yapıldı. Gelen tepkiler üzerine tişörtlerin satışı durduruldu. Ama yaşananlar sermayenin vicdansızlığının, acımasızlığının kanıtı olarak aklımızda kalmalı. Bir tarafta emekçilerin ölümüne, yerinden yurdundan olmasına sebep olan, halklara kâbus yaşatan emperyalist savaş var. Diğer tarafta bu savaştan kaçmak için uçakların kalkış takımına tutunmaya çalışırken düşüp ölen insanların görüntülerinden kâr elde etmek isteyen sermaye var. Empati yok, vicdan yok! Hatırlanacaktır, İzmir depremi sırasında enkazdan kurtarılan Elif bebeğin itfaiyecinin parmağına sarıldığı kare gündem olmuş, depremden kurtulma umudunun sembolü olmuştu. Bunun üzerine hemen o günlerde kupası yapılıp satılmaya başlamıştı. İnsanlar yaralarını sarmaya, kayıplarını bulmaya çalışırken bu acılar üzerinden para kazanılmak istenmişti.
Sermaye her yerde aynı vicdansızlıkla, duygusuzlukla hareket ediyor. Çünkü o, dünyayı yalnızca alınıp, satılan şeyler olarak görür. Her şeyin karşılığının para olarak ifade edildiği bir dünyada yaşıyoruz maalesef ve bunun sorumlusu kapitalizm. Çığırından çıkan, gözünü para bürüyen insanlık değil, sermaye sınıfıdır, egemenlerdir. Her şeyi para olarak gören, insanlığımızla, acılarımızla adeta dalga geçen bu sermaye düzeni yıkılmak zorunda!