Urfa’da bulunan Uğur Tekstil’de çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu işçiler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonuna (DİSK) bağlı Tekstil İşçileri Sendikasında örgütlendiler. Sendika yeterli çoğunluğu sağlayıp Çalışma Bakanlığından yetki aldı. Ancak Uğur Tekstil patronu işçilerin sendika hakkını tanımıyor. Tekstil İşçileri Sendikası ve Uğur Tekstil işçileri işverenin sendika düşmanı tavrını fabrika önünde yaptıkları eylemle protesto ettiler.
Eylemde “Sendika Haktır Engellenemez, Uğur Tekstil İşçileri Sendika Hakkından Vazgeçmeyecek” pankartı açıldı. DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen yaptığı konuşmada; fabrikada günde 10 saat çalışıldığını, işçilerin ayrımcılık, hakaret, baskıya maruz kaldığını, kadın işçilerin taciz ve tehdide uğradığını, itiraz eden kadın işçilerin zorla bölümlerinin değiştirildiğini, haksız tutanaklar tutulduğunu söyledi. İşçilerin bu koşulları değiştirmek için sendikalı olduklarını belirtti.
Uğur Tekstil Mersin’deki iki fabrikasından sonra üçüncü fabrikayı 2019’da Urfa’da kurdu. Fabrika kurulduğu zaman bir internet sitesine röportaj veren şirket sahibi Hayri Uğur, kentteki genç nüfusa dikkat çekmiş, aynı zamanda 3 milyon nüfuslu şehirde 500 bin Suriyeli göçmen bulunduğunu söylemişti. 450 işçiyle üretime başlayan fabrikada gençlere istihdam yaratmak amacıyla 350 deneyimsiz genç işçi aldıklarını, kadın işçi istihdamını da arttırmak istediklerini belirtmişti. Genç işçilere babalık pozları kesen Uğur Tekstil patronunun genç ve kadın işçi çalıştırmasındaki muradının ne olduğu, sendika hakkını tanımamasından ve işçilerin fabrikadaki çalışma koşullarına dair anlattıklarından anlaşılıyor: Ucuz işgücünden elde edeceği yoğun sömürü ile kısa zamanda daha da büyümek…
Uğur Tekstil, hazır giyim üretiyor ve müşterileri Almanya, Hollanda ve İngiltere gibi Batı Avrupa ülkeleri. Şirket cirosunun %92’sini ihracattan elde ediyor. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) düzenlediği “2020 İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni”nde yaptığı konuşmada şöyle demişti: “Yol, mücadele, dava ve kader arkadaşlarım olarak gördüğüm ihracatçıların daima yanında oldum ve olmayı sürdüreceğim.” Bu konuşma, bir ihracatçı olan Uğur Tekstil patronunun işçilerin anayasal hakkı olan sendikayı tanımama cesaretini nereden aldığını gösteriyor.
İşçilerin sendikalaşmasını ucuz işgücü sömürüsüne engel olarak gören Uğur Tekstil patronu, sendikayı tanımıyor. Ama patronun ucuz işgücü kaynağı olarak gördüğü gençler ve kadınlar ağır çalışma koşullarına, düşük ücretlere, baskılara sessiz kalmayarak örgütlendiler, sendikalaştılar. Uğur Tekstil patronuna pabucun pahalı olduğunu gösterdiler. Patronların işçileri köle gibi çalıştırmaya alıştıklarını söyleyen Mehmet Türkmen “Kusura bakmayın, artık Urfa işçisi sizin marabanız da köleniz de değildir. Urfa işçisi burada çalışıp üretiyorsa haklarını almak için de örgütlenecek, sendikalı olacak. Bugünden itibaren bu fabrika artık sendikalıdır. Buradan fabrika yönetimine sesleniyoruz. Bundan sonra başta bizim üyelerimiz olmak üzere tek bir üyemize bir haksızlık yapılırsa tek bir üyemiz işten atılırsa bu fabrikayı süresiz direniş alanına çevireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın” diyerek kararlılıklarını ifade etti. Uğur Tekstil işverenine sendikanın yetkisini kabul edip TİS masasına oturma çağrısı yaptı. İşçiler açıklama sırasında “Sendika Hakkımız Söke Söke Alırız”, “Yaşasın Onurlu Mücadelemiz” sloganlarını attılar. Eylem “Birleşe Birleşe Kazanacağız” sloganıyla sonlandırıldı.