Bu yıl binlerce öğrenci arkadaşımız üniversiteye yerleşti, başlarını sokacak bir çatı bulamıyorlar. Yüz yüze eğitimin başlayacağının açıklanmasından sonra kira fiyatları İstanbul’da yüzde 80, Ankara’da yüzde 55, İzmir’de yüzde 49 arttı. 1+1 olarak ilanı verilen birçok evde, ne cam bulunuyor ne de bir havalandırma... Özellikle tek oda şeklinde yapılan bu odaların kiraları ise 1500 liradan başlıyor. 650 lira olan KYK bursunun neredeyse 2,5 katı! Yine bir kişinin dahi hareket edemediği büyüklükte olan yurt odalarının fiyatı da en az bin lira. Normal fiyatı 390 lira olan bir devlet yurduna aylık verilen miktar ise, depozito ile 650 liraya kadar ulaşıyor. Ancak 8 milyon üniversitelinin ancak 650 bini bu yurtlarda kalıyor.
Durum böyleyken üniversite öğrencileri “Barınamıyoruz” hareketini başlattılar. İstanbul, İzmir, Ankara ve Kocaeli gibi kentlerde ev ve yurt bulamayan üniversite öğrencileri sokaklarda, parklarda yatıyorlar. Seslerini duyurmak için sosyal medya üzerinden çeşitli videolar ve yazılar paylaşıyorlar. Gençlerin bu çığlığının sosyal medyada yayılması ve destek görmesi üzerine “abartılacak bir sorun yok” yorumunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi: “Göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerinin aldığı burs 45 liracıktı. Ya elinize dilinize dursun ya. Şu anda 650 liraya çıktık. Nereden nereye geldik.” Bu sözleri dinlerken “bunlar bizi aptal zannediyor!” demeyen kaç öğrenci var? O zamanın 45 lirasıyla bu zamanın 45 lirasının aynı olmadığını küçük bir çocuk bile biliyor. 2002’de bir üniversite öğrencisinin aldığı “45 liracık” burs ile yaklaşık 1,5 çeyrek altın alınabiliyordu. Bugün 1,5 çeyrek altın 1300 liradan fazla ediyor. Yani 20 yıl öncesinin “45 liracığının” bugünkü karşılığı en az 1300 lira olmalıydı. Oysa bugün öğrenciye reva görülen burs sadece 650 lira.
Toplumda ve hayatta bir yer edinme hayalleriyle üniversiteye yerleşiyoruz, bıraktık ileride bizi bekleyen işsizliği, ekonomik sorunları bugünümüz bir sorunlar yumağıyla örülü! Uzay çağında barınma sorunuyla boğuşuyoruz. Milyonlarca genç gelecek kaygısı içinde bir umuda tutunmaya çalışırken, binlercesi sokaklarda yatarken egemenler ABD’de dikilen milyonlarca dolarlık bir gökdelenle (Türk Evi) övünmemizi bekliyorlar. İşsizlik, yoksulluk, umutsuzluk, geleceksizlik şimdi de çatısızlık… Yeter artık!