
Bu hafta sonu Ankara’da işten atılmalara ve zamlara karşı sendikaların düzenlemiş olduğu bir miting vardı. Biz de UİD-DER olarak mitinge katıldık. Miting hazırlıkları bir hafta önceden başladı, bildiriler dağıtıldı, araçlar tutuldu. Herkes çok heyecanlı ve mutluydu. Çünkü hem mitinge katılacak hem de Ankara’daki UİD-DER’li dostlarımızla buluşacaktık. Bir an önce o gün gelse diye bekliyorduk. Nihayetinde cuma oldu ve İstanbul’dan tüm temsilciliklerimizden araçlar hareket etti ve belli bir noktada buluşup konvoy halinde Ankara’ya doğru yolculuğumuz başladı.
Yolda giderken şarkılar-marşlar söyledik, şiirler okuduk. Arada verdiğimiz molalarda sohbetler ettik. Her zaman göremediğimiz arkadaşlarımızla hasret giderdik. Ve işte sabah erken saatte Ankara’daydık. Arkadaşlarımız da bizi bekliyorlardı. Gittiğimizde bize kahvaltı hazırlamış ve içeriyi sıcacık ısıtmışlardı üşümeyelim diye. Tabii hepimiz birbirimize sarıldık ve yüreklerimizdeki ateşi birleştirdik. Daha sonra hep beraber kahvaltı yaptık. Kahvaltı sonrasında miting saatini beklerken çay içip sohbet ettik, şarkılar söyledik. Daha sonra miting alanına doğru yola çıktık. Araçlardan inip hemen UİD-DER kortejini oluşturup alana doğru yürümeye başladık.
Alana vardığımızda yine sloganlarımıza ve alkışlarımıza devam ettik, halaylar çektik. Sonra miting alanını terk ederken müzik grubuyla da düet yaptık, bunu geçemeyeceğim çünkü çok güzel oldu. Tam köprünün üzerine çıktığımızda elektrogitar ritim tutuyor ve biz de aynı ritimle alkışlıyorduk. Tam köprüden inerken “bir şey yapmalı”yı çalmaya başladılar. Biz de eşlik ettik. Nakaratlarda onlar bir şey yapmalı, bizde hey diye haykırdık. Ayarlansaydı böyle denk gelmezdi alandan çıkışımız.
Miting sonrasında, grevde olan Ankara Üniversitesi yemekhane işçilerini ziyaret ettik, sloganlar attık. Yemekhane işçilerinden bir temsilci arkadaş kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasını şöyle bitirdi: “Daha önce de UİD-DER’li işçi arkadaşlar bizi ziyaret ediyordu. Hepinizin yüzünü tek tek görmesek de yanımızda olduğunuzu biliyorduk, ama bugün görmüş olduk, hepinize teşekkürler.” Daha sonra Ankara’dan UİD-DER’li bir arkadaşımız konuştu ve ziyaretimizi “Birleşen İşçiler Yenilmezler”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek” sloganlarıyla bitirdik. Ardından derneğimize gittik, yemek yedik, hep beraber şarkılar ve marşlar söyleyip şiirler okuduk. Halaylar çektik. Birlikteliğimizi serbest kürsü ile bitirdik. Duygularını anlatmak isteyenler konuştu. Yine duygulu ve eğlenceli oldu. Ankara’daki UİD-DER’li arkadaşlarımız bizim gelişimizle ne kadar mutlu olduklarını ve heyecanlarını anlattılar. Biz de onlara teşekkür ettik. Artık yola çıkma zamanı gelmişti. Gebze temsilciliğine doğru yola koyulduk; çünkü ertesi sabah Gebze’de de sendikaların düzenlediği bir miting gerçekleşecekti.
Sabah erken saatlerde Gebze’deydik. Gebze’den arkadaşlarımız Ankara’dan yola erken çıkmışlardı. Gittiğimizde bize çorba yapmışlardı, hep beraber çorba içtikten sonra yine şarkılar söylemeye başladık. Sonra Gebze temsilciliğimizden alana doğru kortejimizi oluşturduktan sonra yürümeye ve sloganlarımızı haykırmaya başladık. Alanda yine sloganlar attık ve konuşmaları dinledik. Miting sonrasında yine derneğimize geri döndük ve hep birlikte yemek yedik. Sonra çay içip sohbetler ettik ve şarkılar söyledik. Bütün UİD-DER’li işçiler iki gün hep birlikteydik. Bu iki günün tadına varabilmek, iyi değerlendirmek için elimizden geleni yaptık, çünkü farklı temsilciliklerdeki arkadaşlarımızla her zaman bir arada olamıyoruz ve dolayısıyla da özlüyoruz. Ama bir gün hep birlikte olacağımız zamanlar da gelecek. Yeter ki yüreğimizdeki ateşi kaybetmeyelim, yeter ki mücadele edelim ve birliğimizi büyütmek ve daha ileri taşımak için mücadele edelim. Ve sözlerimi Elif Çağlı’nın şu sözleri ile bitirmek istiyorum: “Bir gün kendi ellerimizle gönlümüzce bir yaşam kurduğumuzda, bahçemizde açacak gelinciklerimiz.”
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadelesi!
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!