
Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi öncesinde Belçika’nın başkenti Brüksel’de on binlerce emekçi iklim değişikliğini protesto etmek için 11 Ekimde meydanlara indi. Aralarında sendikaların da yer aldığı 80 civarında kitle örgütünün düzenlediği gösteriler devasa bir protestoya dönüştü. Gençlerin ve kadınların yoğun katılımıyla gerçekleşen eylem, pandemiden bu yana yapılan en büyük gösteri olarak kayıtlara geçti. Eylemlere yaklaşık 70 bin kişi katıldı. Brüksel sokaklarını dolduran emekçiler, burjuva hükümetlere karşı öfkelerini dile getirdiler.
Egemenlerin ikiyüzlü politikaları karşısında sabırlarının kalmadığını belirten protestocular, “Boş vaatler duymak istemiyoruz, artık eylem zamanı!” diye haykırdılar. Eylemde “Çözümün parçası olun, kirliliğin değil”, “Fosil yakıtlardan özgürleşin”, “Değişim istiyoruz ama iklimde değil” yazılı pankartlar taşındı. Gösteriye katılanların çoğu politikacıların yalanlarına inanmadıklarını dile getirdiler. Geçtiğimiz temmuz ayında Avrupa’nın pek çok ülkesinde yaşanan sel felaketlerini hatırlatan emekçiler, hükümetlerin somut hiçbir adım atmadıklarını ve yoksulları düşünmediklerini belirttiler. Sel felaketi nedeniyle yaşamını yitiren 15 yaşındaki Rosa adlı kız çocuğuna ithaf edilen pankartta yazılanlar, emekçilerin düşüncelerini özetliyor: “Politikacılar yaşlılıktan ölüyor, Rosa iklim değişikliğinden öldü!”
Dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen felaketlerde her ay yüzlerce emekçi hayatını kaybediyor. Küresel ısınmayla birlikte iklim krizinin etkileri artıyor. Gezegenimiz her geçen gün daha fazla alarm zillerini çalıyor. Sermaye sahipleri ve onlara arka çıkan hükümetler ise konferanstan konferansa koşmaya devam ediyor. İskoçya’nın Glasgow şehrinde iklim konferansının 26’ncısı düzenlenecek. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf olan ülkeler bu konferansta bir araya gelecek. COP26 olarak isimlendirilen konferansa yüzlerce ülkeden binlerce delege katılıyor. İklim krizi için çare arıyormuş pozları kesenler, ekonomik krizin olduğu gibi iklim krizinin de asıl sebebinin kendileri olduğu gerçeğini gizlemeye çalışıyorlar. Ancak mızrak çuvala sığmıyor. Brükselli emekçilerin haykırdığı gibi, zenginlerden yana bu sistem iklim krizine gerçek ve kalıcı bir çözüm üretemez. Yaşanan, gerçekte doğanın ve iklimin değil, sömürü düzeni kapitalizmin krizidir. Tek çare kapitalizmin tüm krizleri ve sorunlarıyla yeryüzünden silinmesidir.