
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre Türkiye, 45,6 saat ile Avrupa ülkeleri arasında haftalık ortalama çalışma saatinin en uzun olduğu ülkeler sıralamasında birinci sırada. Türkiye’nin ardından gelen Polonya’da haftalık ortalama çalışma saati 39,6 saat. Fransa, Almanya, Belçika ve İtalya gibi ülkelerde ortalama çalışma saati 36 saat iken Hollanda’da 29,5 saat.
Elbette OECD’nin yaptığı sıralama ortalama çalışma saatini baz alıyor. Yasal çalışma süresinin haftalık 45 saat olduğu Türkiye’de, pek çok sektörde fazla mesailerle birlikte bu süre 45,6 saatin çok üzerine çıkıyor. Milyonlarca işçi günde 10-12, haftada 60-66 saat çalışıyor. Uzun çalışma saatleri işçileri tüketiyor. Gözünü kâr hırsı bürüyen sermaye sınıfı ve egemenler ise her zaman daha çok çalışmamız gerektiğini söylüyor.
Türkiye’de iş saatlerinin uzunluğu neredeyse Çin ve Hindistan gibi, patronlar için ucuz iş gücü cennetine dönüşen ülkelerle aynı. Türkiyeli egemenler de Türkiye’yi Çin-Hindistan gibi ucuz işgücü cennetine çevirmek istiyorlar. Bu amaç doğrultusunda büyük yol almış durumdalar. Liranın dolar karşısında erimesi, hayat pahalılığı, alım gücünün düşmesi ve reel ücretlerin gerilemesiyle Türkiye’de işgücü maliyetleri daha da ucuzlamış durumda. Sermaye sınıfı, uzun iş saatlerini dayatarak ve işçileri ucuza, iliklerine kadar sömürerek kârını katlarken, işçi sınıfı sefalete mahkûm ediliyor. Bu gidişatı durduracak olan kuşkusuz işçilerin örgütlü hareketidir.