
Genç olmak demek; umutlu olmak, üretmek, dönüştürmek, bunun için gerekli enerjiye sahip olmak demek. Ama milyonlarca genç işsizlik ve gelecek kaygısı yüzünden en verimli yaşlarını evde oturarak, gürül gürül akan hayattan uzakta geçiriyor. Milyonlarca genç “eşofmanlı gençliğe” dönüşmüş durumda.
İşsiz bir engelli genç arkadaşımızla, yaşadıklarımız ve geleceğimiz üzerine sohbet ettik. Arkadaşımızın duygu ve düşüncelerini sizlerle de paylaşmak istedik.
İş bulmak kolay değil
Engelli olunca iş bulmak kolay değil. Herkes deneyimli eleman arıyor mesela ama ben hiç çalışmadım. Nereden deneyim kazanacağım? Orada bir problem var. Engelli olduğum için E-KPSS’ye girdim. Çalışabilirim ama yüksek puanlar gerekiyor. Ben ancak 50 alabildim. Devlet 800 lira engelli maaşı veriyor, çok az tabi ki. Çalışsam iyi olur. Keşke işe girmek için bu sınava girmek gerekmese. Ama şimdilik evdeyim, işte böyle.
Evde vakit geçirmek istemiyorum
Hep evde oturmaktan dolayı üzülüyorum. Canım sıkılıyor. Babam “çık gez” diyor ama ben nereye gideyim, param mı var? Ben farklı şehirlere gitmek istiyorum. Antalya’ya gitmek istiyorum mesela, görmediğim yerlere gitmek istiyorum. Hatta yurtdışına gitmek istiyorum. Merak ediyorum, doğal bir şey bu. Ama öncelikle para yok zaten. Bir de insanlara garip geliyor gezmek istemek, merak etmek…
Biz yüzde 99’uz, kendimiz için bir şeyleri değiştirmeliyiz
Tabi insanların %99’u benim gibi, sadece hayal ediyor ama ulaşamıyor isteklerine. Bunun düzelmesi lazım. Ama birçok şeyin değişmesi lazım. Onun için de, yönetimin değişmesi lazım, ekonominin değişmesi lazım. Keşke çoğunluk olarak hep birlikte olsak. O zaman gelecek daha iyi olabilir. Biliyorum ki bizim için asıl engel bu sömürü düzenidir. Bu düzenin değişmesi için kalabalık olmamız lazım, herkesi kapsamamız lazım.