
İçinde yaşadığımız kapitalist düzen için “insan doğasına en uygun düzendir” diyor, sermaye sahipleri ve onların çanak yalayıcıları. Bu sömürü sistemi bize, bizim doğamıza gerçekten uygun mu? Bütün bir insanlık için en güzeli ve en iyisi mi? Özellikle gençlerin sahip olduğu potansiyelleri, bireysel yeteneklerini gün yüzüne çıkaran bir düzen midir bu? Elbette ki değil. Kapitalist sistemin bizlere durmadan aşıladığı duygular rekabet, hırs, empatiden yoksunluk, yabancılaşma ve nefret! Bu duygular içimize sinsice yerleştirilmeye çalışılıyor. Kapitalizm bizlere karşı masumlaştırılıp normalleştiriliyor. Onların istediği; birbirlerini düşünmeyen, dayanışma duygusundan yoksun, rekabet hırsıyla dolu, bana dokunmayan yılan bir yaşasın anlayışıyla dolu insanlar!
Bu düzende rekabet duygusu her yerde karşımıza çıkıyor. Okulda sıra arkadaşın, sınavda yaşıtların senin için birer arkadaş, dost olmaktan çıkıyor. Onlar senin için sadece bir rakip olarak gösterilmek isteniyor. Ola ki derse giremeyen arkadaşlarınla notlarını paylaşmak, yardımlaşıp birlikte kafa yormak yapılmaması gereken hareketler oluyor. Sadece ben öğreneyim, ben derslerde başarılı olayım, ben kazanayım, ben dil öğreneyim, ben iş bulayım, ben, ben, ben… Bu durum bize ait olan dayanışma, yardımlaşma duygusunu kapitalizmin nasıl çürüttüğünü gösterir. Çalıştığımız yerler de rekabet psikolojisine verilecek örneklerle dolu. Aynı koşullarda çalıştığın, aynı sömürüye maruz kaldığın iş arkadaşınla patronların oyununa gelip rekabete giriyorsun. Örgütlenip işyeriyle ilgili bir sorunu çözmek gündeme geldiğinde kimileri gerçek tarafını unutup, “eğer patronun gözüne girersem belki daha fazla maaş alırım, bu ayın personeli ben olmalıyım, işyerinde daha da yükselirim” hırsıyla arkadaşlarına ihanet ediyorlar. Birbirimize karşı rekabeti körükleyerek örgütlenmemizin önüne geçmeye çalışıyorlar. Bizi bize karşı kırdırmak değil midir bu? Neden birbirimize düşman oluncaya kadar çalışıyoruz? Bu rekabet niye? Sistemin körüklediği bu rekabet ve hırs bizlerde bireyciliği besler ve bireycilik bizleri yalnızlaştırmaktan, aynı zamanda bunalıma sürüklemekten başka bir işe yaramaz. Elbette bu durumlar, bu düşünceler insanın tüm yaşamına sirayet ediyor. Yeri geliyor bunu toplu taşımada bile hissediyoruz, yeri geliyor mahallelerimizde.
Sınavlarda başarılı olamıyorsak bunun sorumlusu bizimle aynı sınava giren emekçi çocukları değildir. At yarışı gibi birçok sınava tabi tutuyorlar bizleri ve birbirimizin üzerine basarsak daha iyi bir geleceğimiz olacağı hayalini pompalıyorlar. Onlara inanıp rekabet hırsına yenik düşersek, bireysel olarak bir çıkış ararsak asıl işte o zaman kaybederiz. Ekonomik sıkıntılar yüzünden genç yaşlarda çalışıp didinmeye başlıyoruz, yok paraya. Aynı işyerinde birlikte hareket etmeyi bırakıp, rekabete tutuşup harıl harıl patron için çalışmak bizlere bir şey kazandırmıyor. Bu düzende biz gençler için gerçekten sahip olduğumuz potansiyelleri, yeteneklerimizi açığa çıkaracağımız bir alan yok. Çünkü tüm derdimiz aç kalmamak, hayatımızı devam ettirebilmek oluyor. Kapitalist düzen bizi rekabet hırsıyla besleyip hayal gücümüzü söndürüyor. Hayal gücümüze bile ket vurulan, hayal kurmamıza bile izin vermeyen bir düzen gençliği geliştirmez, çoraklaştırır, soldurur. Artık iyi şeyler düşünemeyen, güzel bir gelecek düşleyemeyen bireyler olup çıkıyoruz bu düzen içerisinde! Böyle bireyler kendine de topluma da ne verebilir?
Bizi ileriye taşıyacak olan birbirimizin üstüne basmak değil bu kapitalist sisteme karşı çıkmaktır. Bizler UİD-DER’li genç kadın işçiler olarak böyle bakıyoruz hayata. Bizler biliyoruz ki bizi ileriye taşıyacak olan dayanışma duygularımızı perçinlemektir ve bu da safını, sınıfını bilmekle, bir arada olmakla, örgütlü kalmakla olabilir. Bizler birlikteysek yarına inancımız olur. Hepimizin ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Biz “gücümüz birliğimizden gelir” diyoruz ve geleceğimiz için sonuna kadar mücadele etmeye çağırıyoruz bütün gençleri. Bireyselliği, yalnızlığı, umutsuzluğu körükleyen bu sistemi tek bir şey yıkabilir: İşçi sınıfının bilinçli ve örgütlü bir şekilde mücadelesi! Hadi durma sen de katıl bu onurlu mücadelemize!
Yaşasın Dayanışma Duygumuzu Yeşerten UİD-DER! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!