
Her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. Benim dönüm noktam ise UİD-DER’le tanışmamdır. Ben de üniversite öğrencisi bir genç olarak sizlere yaşadıklarımı ve hissettiklerimi anlatmak istiyorum. Yaşadığımız bu sistemin koşullarından ve bize vaat ettiklerinden son derece mutsuz ve kaygılıydım. İyi bir gelecek için kaliteli eğitim görebilmek, maddi zorluk çekmeden yaşayabilmek, çalıştığımız işyerlerinde verdiğimiz emeğin karşılığını haklarımız sömürülmeden alabilmek ve daha nice güzel istek… Bu güzel isteklerin sadece birer hayal olduğunu düşünüyordum fakat bir yanım da “keşke isteklerim gerçekleşse” diyordu. Dünyanın en güzel isteklerinden değil midir kardeşçe yaşamak, dünya nimetlerini adaletli ve eşit bir şekilde paylaşmak? Adaletsizliği ve eşitsizliği hayatımın her alanında gördüğüm için, artık geleceğe dair hiçbir umudum kalmamıştı.
Sonra bir gün UİD-DER’le tanıştım. Deyim yerindeyse yeni bir hayata uyandım. Haksızlığa karşı sesini çıkartmak isteyen, daha iyi bir gelecek için mücadele eden başka insanların da olduğunu bilmek içimdeki gelecek kaygısını sildi attı. UİD-DER çatısı altında böylesine güzel dostlukların ve samimiyetin olduğunu görmek içimdeki umutsuzluk zincirlerini kırdı. İçimde adeta umut filizleri tomurcuklandı. Bu vesileyle ben de haksızlığa karşı boyun eğmemenin tek başınayken değil sınıf kardeşlerinleyken daha anlamlı olduğunu, birlikteyken sesimizin daha gür çıktığını gördüm, öğrendim ve UİD-DER’le öğrenmeye devam ediyorum. Haksızlığa karşı ses çıkarmanın tek başınayken değil birlikteyken daha anlamlı olduğunu anlayan bir genç olarak, genç arkadaşlarımıza ve işçi kardeşlerimize “birlikteysek güçlüyüz, birlikteysek umutlu” diyorum. Selam olsun bütün UİD-DER’li dostlara ve sınıf kardeşlerimize.