
İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma, emekçiler için en büyük sorunlardan biri aynı zamanda. Kiralar ve ev fiyatları o kadar yüksek ki eve giren bir maaşın yarısından fazlası kiraya ya da ev kredisine gidiyor. Peki ne yapmalı? Geçtiğimiz yıl ABD’de, bu yıl ise Avrupa’nın pek çok ülkesinde yüksek kiralar kitlesel eylemlerle protesto edildi. Dünya işçi sınıfının tarihi de işçilerin yüksek kiralara karşı verdiği mücadelelerle dolu… Bu mücadeleler bugün de bize yol gösteriyor ve cesaret veriyor.
Birinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllara bakalım. Savaşın patlak vermesiyle birlikte İskoçya’da liman işçilerinin yaşadığı Glasgow’un Govan bölgesinin göç almasını fırsat bilen ev sahipleri, kiralık evler için fahiş fiyat artışı yapmışlardı. Yüksek kiraları ödeyemeyen işçi aileleri evlerinden çıkartılıyor, sokağa atılan ailelerin sayısı arttıkça işçilerin öfkesi de artıyordu. Nihayet Govan’daki konutlarda yaşayan emekçi kadınlar “taşınmıyoruz” diyerek kira grevlerini başlattılar. Grevler aylarca sürdü ama sonunda işçi aileleri taleplerini kabul ettirdiler. Meclis, Kira Kısıtlama Yasası’nı çıkarmak zorunda kaldı. Böylece kiralar savaş öncesindeki düzeye geri çekilerek donduruldu.
1929’daki ekonomik kriz ABD’de de işsizlik ve barınma sorununu büyütmüştü. Kiralarını ödeyemedikleri için evlerinden zorla çıkarılan insanlar “Hooverville” adını verdikleri gecekondu mahallelerinde kendi yaptıkları derme çatma kulübelerde yaşamaya başlamışlardı. Bu durum emekçilerin öfkesini ve mücadelesini büyüttü. 1930’larda, Bronx’ta işten atılan on binlerce işçi, işsiz işçilerin haklarını savunmak için konseyler oluşturdular. Bu işsiz konseyleri yürüyüşler düzenlediler, kira grevlerini desteklediler ve evden atmalara karşı mücadele ettiler. Örneğin evden zorla çıkarılıp eşyaları dışarı çıkarılan bir kiracının yardımına bu konseylerdeki işçiler koşuyor, eve gidip dışarı atılan eşyaları eve geri sokuyorlardı. Ne polis ne de ev sahipleri tahliyeye karşı çıkan bu gruplarla baş edebiliyordu. Bu mücadeleler sonucunda ABD’li emekçiler kira fiyatlarını aşağı indirdiler, evden atılanların evine geri dönmesini sağladılar.
Kapitalizm var olduğu sürece emekçilerin barınma sorunu bitmeyecek. Ancak bu mücadeleler gösteriyor ki, emekçiler olarak birlik olup örgütlendiğimizde saldırılara karşı durabilir, kazanım elde edebiliriz. Bugün de yapmamız gereken farklı bir şey değildir. Biz her şeyi üretenler, birlik olalım ve barınma hakkımız için mücadele edelim.