
Günler akıp gidiyor ve her gün daha da karanlıklaşıyor zaman. İnsanın ömrünü ve emeğini sömüren kapitalizmin ağırlaşan koşulları biz emekçilerin belini daha da büküyor. Dünyada canlı ve cansız her şeyi hiçe sayarak hareket etmektedir kapitalistler. Doğayı talan ediyor, ırmakları kurutuyor, nükleer santraller kurup insanları ve doğayı tehlikeye atıyor ve o toprakları tüm canlılara dar ediyorlar. Emek sömürüsünün azgınlaşması kapitalistlerin varlıklarına varlık katarken biz işçi gençlere umutsuzluk ve yoksulluk bırakıyor. Artık insanlığa bir gram bile kırıntı bırakmayan bu gözü dönmüş zihniyet, insanı insan yapan tüm değerleri ayaklar altına almaktadır. Kapitalistler, tüm güzellikleri kendine müstahak görmektedir.
Bu açgözlü kapitalistler, yaşamın tüm damarları onların elindeymiş gibi hareket etmeye devam ededursunlar, gerçekler inatçıdır. Onlar toplumu ne kadar umutsuzluğa sürükleseler de umut emekçilerin ellerinde üretilmektedir. Kendi gücünü fark edemeyen işçi yığınlarının ürettiklerinin bir avuç asalağı zengin etmeye devam ediyor olması gerçekleri değiştirmeyecektir. Unutulmamalı ki hepten teslim olmuşluğun yaşandığı, değişim umut eden insanların olmadığı bir zaman dilimi olmadı bu dünyada. Sınıf tarihinde nice örnekler mevcuttur. Spartaküs’ün öncülük ettiği köle ayaklanmasının hedefi olan “Güneş Ülkesi” herkesin eşit ve özgürce bir arada yaşaması idealine dayanıyor, 1831’de Lyon dokuma işçileri “çalışarak yaşamak ya da dövüşerek ölmek” diye ayaklanıyor. 1917 Ekim Devriminde işçi sınıfı “zincirleri kırın ve bütün dünyayı özgürleştirin” şiarını haykırıyordu. Umut bu cümlelerin asıl öznesidir. Umut geleceğin mimarıdır bağrımızda ve ileriye atılacak emekçilerin inancıdır tüm yaşamında. Güzel günlerin özlemiyle yanıp tutuşan emekçiler çoğalmaktadır. Bugün karanlıklar içinde kalsa da eninde sonunda mücadele değişim umudunun bağrında filizlenecektir.
İşçi sınıfının büyük ustası Karl Marx’ın dediği gibi, “insan kalmanın tek yolu, insanlık dışı bu sisteme karşı savaşmaktır.” Bizim asli görevimiz bu sistemin tüm pisliklerini yeryüzünden silmek ve sömürüsüz bir toplum olan sosyalizmin zaferini sağlamaktır. Bu zaman dilimi gençleri bunalıma soksa da biz sosyalist gençler umudumuzdan ödün vermeden yolumuza devam etmeliyiz. Unutmayın ki umut bizim elimizdedir ve hep öyle kalacaktır.