
Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde bulunan Indomie Adkotürk fabrikasında çalışan Hayri Burak Gül adlı işçi, çalıştığı esnada kalp krizi geçirdi. Fabrikada gerekli işçi sağlığı önlemleri alınmadığı için ilk müdahalenin yapılamadığı öğrenildi. İşverenin 1 saat sonra çağırdığı ambulansla hastaneye kaldırılan işçi kardeşimiz, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Indomie Adkotürk fabrikasında çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler sendikaya üye oldukları için Kod 29 bildirimiyle, tazminatsız olarak işten atılmıştı. Fabrika önünde başlatılan direniş, içerideki yetkili sendika Tekgıda-İş ile patronun toplu iş sözleşmesi masasına oturmaması üzerine greve evrildi. Patronun, emniyetin, valinin baskı ve tehditlerine rağmen işçiler aylardır grevlerine devam ediyor. Fabrika önündeki hak mücadelelerini sürdüren işçilerin tezgâh arkadaşlarını yitirmesi öfkeyi daha da arttırdı. Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu iş cinayetinin nasıl gerçekleştiğine ilişkin şu bilgileri paylaştı: “4 Kasım tarihinde fabrikada makinist olarak çalışan sendikalı bir işçi arkadaşımız Hayri Burak Gül, makinesinin başında rahatsızlanıyor. Fabrikada bir revir, bir sağlık personeli, iş güvenliği uzmanı olmadığı için işçi kardeşimize anında müdahale yapılamadı. Kendisi o rahatsızlığına rağmen imkânlarıyla dışarıya kadar çıkmaya çalıştı. Daha fazla dayanamayarak fabrikanın kapısında kalp krizi geçirdi. Fabrika güvenlik görevlileri kalp masajı yapmaya çalışarak işçiyi hayatta tutmaya çalıştılar. Daha sonra gelen ambulansla işçi arkadaşımız hastaneye götürüldü. Fakat hastanede yapılan müdahaleler sonucu genç yaşta yaşamını kaybetti.”
Bugün Indomie fabrikasında sendika olmuş olsaydı, patron bu kadar başına buyruk davranabilir miydi? Yasaları yok sayarak işçilere zulüm edebilir miydi? Patronlar işçilerin iş yükünü arttırarak iş kazalarına, iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Emeğiyle üreten işçiler, patronlara milyonlar kazandırırken bunu mu hak ediyor? Elbette hayır! Ama işçilerin mücadeleden geri durması, patronlara cesaret veriyor ve onları pervasızlaştırıyor. Aslında emekçilerin hayatlarının hiçe sayılmasının önünü açıyor. Doğrusu işçiler ağır bedeller ödemekle kalmıyor, gelecekte çocuklarına daha kötü şartlarla çalışacakları işyerleri miras bırakıyor. Bugün Indomie fabrikasında yaşanan bir iş cinayetidir! Bunun suçlusu patron ve patronları koruyup kollayanlardır.