31 Ekimde İskoçya’nın Glasgow kentinde başlayan ve 12 Kasıma kadar sürecek olan Birleşmiş Milletler 26’ıncı İklim Değişikliği Konferansı (COP26) devam ederken, kapitalist sistemin temsilcileri ve iklim krizi dünyanın dört bir yanında yürüyüşlerle, grevlerle, mitinglerle protesto ediliyor. COP26 Koalisyonu tarafından küresel eylem günü ilan edilen 6 Kasım Cumartesi günü dünyanın birçok kentinde işçiler, emekçiler, gençler iklim krizini protesto etmek için meydanlara çıktı. Birleşik Krallık’ta ise başta Glasgow olmak üzere birçok kente iklim krizine dikkat çekmek için yürüyüşler düzenlendi.
Glasgow’da 31 Ekimden beri devam eden ve iki hafta sürecek olan COP26 iklim konferansı başladığı günden bu yana çeşitli eylemlerle protesto ediliyor. Glasgow’da düşük ücretlerle ve kötü çalışma koşulları altında çalışan binlerce temizlik işçisi COP26 zirvesinin başladığı gün greve çıktı. GMB sendikasına üye işçilerin grevi ile ağırlıklı olarak gençlerin katıldığı iklim grevinin birleştiği 5 Kasımda on binlerce işçi, emekçi ve genç iklim krizine karşı yürüdü. Küresel Eylem Günü ilan edilen 6 Kasımda ise BM İklim Konferansının sürdüğü alanın yakınlarında gerçekleşen kitlesel yürüyüşe yaklaşık 100 bin insan katıldı. “Kapitalizm gezegeni öldürüyor”, “Dünyamız saldırı altında, ayağa kalk ve mücadele et!” yazılı dövizlerin taşındığı eylemde kapitalist efendilere karşı mücadele çağrısı yapıldı.
İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen yürüyüşe ise binlerce emekçi katıldı. Farklı toplanma noktalarında buluşup Trafalgar Meydanına yürüyen emekçiler yürüyüş boyunca iklim krizinin müsebbibi olan kapitalizm karşıtı sloganlar attı. Sendikaların ve işçi örgütlerinin bir blok halinde katıldığı yürüyüş kolunun en önünde ise “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin/İklim Değişikliği Değil Sistem Değişikliği” yazılı pankart taşındı. Yürüyüşe aileler çocuklarıyla, öğrenciler sıra arkadaşlarıyla, işçiler sendikalarıyla katıldılar, 7’den 70’e insanlar alanda yerlerini aldılar.
Yaklaşık 200 kapitalist devlet başkanının bir araya gelip iklim değişikliği konusunda “hassasiyet” yarıştırdığı Glasgow Konferansı, dünyanın dört bir yanında yükselen tepkilerin ve öfkenin odağında. Kapitalist efendiler “iklim kriziyle mücadele” adı altında konferanslar, zirveler düzenleseler de gerçekte gezegeni kurtarmak için kıllarını kımıldatmıyorlar. Kapitalist üretim tarzı dünyayı daha da kirletip canlı yaşamı tehlikeye atıyor. Meydanlarda bir araya gelen işçiler ve gençler insanlığı ve gezegeni uçuruma sürükleyen %1’lik kesimin ikiyüzlülüğünü görüyor, iklim krizinden kapitalist sistemi sorumlu tutuyorlar. İklim kriziyle mücadelenin kapitalizmle mücadeleden geçtiği gerçeği işçi ve emekçiler tarafından her geçen gün daha fazla hissedilir hale geliyor.