
Yaşamının belirli bir döneminde UİD-DER’le yolları kesişen ve bu mektubu okuyan genç arkadaşlarım, abilerim, ablalarım hepinize merhabalar! Birkaç gün önce İstanbul’dan bir grup genç arkadaşımız “Genç arkadaş! Merak ediyoruz, sen nasılsın?” adlı mektubunda nasıl olduğumuzu sormuş. Ben de 22 yaşında bir genç arkadaşınızolarak sizlerle hislerimi ve neden böyle hissettiğimi paylaşmak istiyorum. Fakat şu anki ruh halimi anlatabilmek için hayatımın dönüm noktası olan UİD-DER’le tanışmadan önce ve tanıştıktan sonra nasıl hissettiğimi anlatmam gerekecek…
Henüz 16 yaşımda UİD-DER’le tanışmadan önce gelecekten umutsuz, hayata karamsar bakan ve düzenin bize sunduğu zor şartlar karşısında kendimi yalnız ve çaresiz hisseden birisiydim. Bir gün UİD-DER’in yürüttüğü bir kampanya için açmış olduğu stantta UİD-DER’li dostlarla tanıştım. İşte bu tanışmadan sonra içimdeki umutsuzluk ve karamsarlık bulutları tümüyle dağılırken UİD-DER hayatıma bir güneş gibi doğdu!
Yalnızlıkla ilgili hislerim ve düşüncelerim UİD-DER’li dostların insanı sımsıkı saran sıcacık dostlukları sayesinde tamamen değişirken, aklımdaki ve yüreğimdeki dönüşümler de yaşamımı değiştirdi. UİD-DER’le birlikte muazzam bir gücün, işçi sınıfımızın bir parçası olduğumuzu; bireysel kurtuluş hayallerinin çıkmaz sokaklarında kaybolmak yerine sınıfımızın saflarında mücadele etmenin önemini fark ettim. İnsanın sadece kendi çıkarları peşinde koşan bir canlı olmadığını, bir ruhunun olduğunu ve insanın ruhunu ve vicdanını koruyabilmesi için toplumsal sorunlarla ilgilenmesi gerektiğini UİD-DER’le öğrendim. Kapitalist düzenin kirli ideolojisi insanı bencilliğe, duyarsızlığa ve rekabetçiliğe iterken, ben örgütümüz içerisinde, ışıkla parıldayan gözlerin arasında, dayanışmanın, yardımlaşmanın ve kardeşliğin içerisinde büyüdüm.
Şimdi 22 yaşımda üniversite mezunu olup pek çok genç arkadaşım gibi alanımda iş bulamasam da eşitsiz ve adaletsiz bir yarışın içerisinde olduğumu bilsem de bu ve benzeri sorunların hiçbirisi beni umutsuzluğa ve yılgınlığa sürüklemiyor. Çünkü çürümüş sömürü düzeni, yarattığı sorunlar girdabı içerisinde gençliğin enerjisini söndürmeye çalışsa da biz örgütlü gücümüzden aldığımız mücadele ruhumuzla umut ve dirençle doluyuz. Çünkü UİD-DER’in içimizde yeşerttiği mücadele tohumları bizlere hayatın her alanında birlik olmayı ve yaşama sımsıkı tutunmayı öğretti.
Mektubunda bizleri merak eden genç arkadaşlarım, sahip olduğumuz bu olanaklardan dolayı UİD-DER’li bir genç olarak ben kendimi capcanlı ve çok şanslı hissediyorum. Bu mektubu okuyan, yarının dünyasının sahibi genç arkadaşlarım sizler nasılsınız?