Artık her sabah yeni zamlarla karşılaşıyoruz. İzmir’de her şeyin yanı sıra ekmeğe de Ekim ayından beridir üçüncü kez zam yapıldı. DİSK’in 25 Kasımda Basmane’deki basın açıklamasına katılmak üzere gittiğimde emekçilerin yüzünde öfkeyi çok net gördüm. İnsanların tepkisinin nedeni yalnızca yoksulluk değil. Rejimin uyguladığı baskı ve yarının ne getireceğinin belli olmaması da öfke doğuruyor. DİSK’in İzmir’de yaptığı iki eyleme bakarak da bunu anlayabiliriz. Basın açıklamasına katılan işçiler sıklıkla “hükümet istifa”, “genel grev, genel direniş” sloganlarını haykırdılar. DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve DİSK’e bağlı sendikalara üye işçiler İzmir Basmane Meydanında kitlesel katılımlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu.
Açıklamada “Artık yeter! Geçinmek istiyoruz! İşsizlik, pahalılık, zamlar, faturalar belimizi büküyor. Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, bu ülkenin ekonomisini biz büyütüyoruz ama geçinemiyoruz. Borçla yaşamaya çalışıyoruz. Patronlardan çok vergi veriyoruz. İşyeri işyeri, meydan meydan anlatıyoruz. Milyonlarca işçi adına, emekçi adına, emekli adına, geçinemeyenler, barınamayanlar, iş bulamayanlar adına haykırıyoruz. Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükünü biz taşıyoruz. Her sabah yeni zamlarla uyanıyor, her gün yoksullaşıyoruz. Üstüne üstük son günlerde dövizin hızla artışıyla ekmek aslanın ağzından midesine indi” dedi. Ardından işçiler “hükümet istifa, genel grev genel direniş” diye haykırdılar.
Sarı “ülkeyi yönetenler ‘dövizden size ne?’ diyorlar. Bizim aklımızla dalga geçmeyin. Biz Türk lirası kazanıyoruz, döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz. Biz ayrıcalıklı 3-5 müteahhit şirket değiliz. Döviz geliri garantili ihaleleri biz almadık. Evet döviz yükseldikçe onlar kazanıyor. Ülkenin kaynaklarını ucuza kapatmaya gelen petrol prensleri kazanıyor. Peki kim kaybediyor? Türk lirası değer kaybettikçe, biz kaybediyoruz. Emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor. Ülkeyi yönetenler Türk lirasının değer kaybetmesi ile övünüp buna ‘kurtuluş savaşı’ diyorlar. Oysa paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor. Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretinde Arnavutluk ile yarışıyor” dedi. Açıklamasının ardından DİSK’in taleplerini sıraladı.
İşçiler bir kez daha “hükümet istifa, genel grev, genel direniş” sloganlarını tekrar tekrar haykırdı. Rejim, son günlerde en küçük eylemi ezerek işçi ve emekçilerin öfkesinin sokağa yansımasını engellemeye çalışıyor. Ama tarihten de biliyoruz ki işsizliğe, açlık ve yoksulluğa duyulan öfke sonsuza dek dizginlenemez. Bir gün baraj kapıları yıkılır!