Sabahın 10’unda çalan zil sesiyle hızla kahvaltı etmek için aldığımız poğaçalarımızı kapıp çay ocağının yolunu tuttuk. Çayımızı aldık, hava çok soğuk. Kızlarla göz göze geldik. “Ne yapsak? Soğuk var ama dışarı çıkıp biraz hava alsak iyi olacak sanki” dedik ve dışarıdaki küçük çardağın yolunu tuttuk. Titreye titreye oturduk, birbirimize sokularak. Elif elindeki telefona baktı, bir küfür savurdu. Hepimiz merakla “ne oldu, kötü bir şey mi var?” dedik. O da “ne olacak, bu ay yine bütün maaş kredi kartına yatacak! Belli oldu” dedi. Ardından devam etti: “Artık bu gidişle sinir hastası olacağım. Aldığımız maaş asgari ücret. Kira desen 1500 lira. Geriye kalıyor 1300 lira. 2 çocuk var. Kış geldi, doğalgaz faturası en az 700 lira gelecek. Ne yapalım Allah aşkına, nasıl yetirelim biz bu parayı? Ben çalışıyorum, eşim çalışıyor. Ama yetmiyor.”
Elif’i dinleyen Zeynep bir hışımla girdi söze: “Allah aşkına bizim halimiz ortada. Ama başımızdakiler resmen bizimle dalga geçiyorlar. Biri diyor ‘mangoları kurutun’, öbürü diyor ‘herkesin kapısının önünde bir araba var.’ Bunları duyunca hepten aklımızla oynuyorlar diyorum. Biz ay sonunu nasıl getireceğiz, nasıl kredi kartının borcunu ödeyeceğiz diye düşünüyoruz. Onlar çıkıp böyle abuk sabuk laflar ediyorlar, ‘Türkiye’de aç insan yok’ diyorlar. Aha işte asgari ücrete çalışıyoruz. Öyleyse hepimiz açız! Üç tane çocuk var, üçü de okula gidiyor. Marketlerde her gün fiyatlar değişiyor. En ucuz yağ 85-90 lira” dedi. Zeynep’i dinlerken her anlattığını kafasını sallayarak onaylayan Cemile devam etti: “Marketlerde çalışanlar bile artık fiyatları değiştirmekten bitap düşmüşler. Onlar bile bıkmışlar. Daha iki gün önce gittim markete, 5 litre yağ, birkaç parça kuru bakliyat aldım, 200 lira ödeyip çıktım. Sırf acaba yağın son fiyatı ne olmuş diye merak ettiğim için bugün yine markete gittim, baktım. İki gün önce 84 liraya aldığım yağın fiyatı bugün 89 liraydı. Hani seçim propagandası olarak sürekli diyorlar ya, ‘eskiden yağ kuyruğu vardı’ diye. E, yıl olmuş 2021, ‘aya gideceğiz’ diyorlar ama bak insanlar bugün yine yağ kuyruğuna giriyorlar. Komşum fotoğraf attı. Marketin birinde yağ 84 liraya düşmüş diye bir sürü insan kuyruğa girmiş. Artık o kadar yoksullaştık ki bir liranın, iki liranın peşine düşer olduk. Hangisinde indirim varsa o markete koşuyoruz” dedi öfkeden kızarmış yüzüyle. Oysa hepimiz daha beş dakika öncesine kadar üşüyorduk, ama konuştuğumuz konuların hararetiyle ne üşümek kalmıştı ne de soğuk.
Elbette öfkelenmekte haklıyız ama yoksulluğun gerçek çözümü market market dolaşıp ucuz ürün aramakta değil, birlik ve dayanışmamızda. Ailemizle beraber asgari-temel ihtiyaçlarımızı gerçekten karşılayacak bir ücret için birlikte mücadele etmemizde.